Yüzde 15'in Üzerinde Kredi Büyümesi Var
Erdem Başcı,ileride eğer kötü zamanlar gelir de yüzde 15'in altında bir kredi büyümesi olursa o zaman da elimizdeki araçlarla kredileri destekleyici, büyümeyi destekleyici anlamda bir adım da atabiliriz dedi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, İleride eğer kötü zamanlar gelir de yüzde 15'in altında bir kredi büyümesi olursa o zaman da elimizdeki araçlarla kredileri destekleyici, büyümeyi destekleyici anlamda bir adım da atabiliriz kredi tarafında" dedi.
2013 Nisan Enflasyon Raporu
"2013 Nisan Enflasyon Raporu"nun açıklandığı basın toplantının ardından soruları yanıtlayan Başçı, "Gelecek dönemde ticari kredilerle tüketici kredileri arasındaki ayrışmayı düzenleyici bir planlarınız olacak mı? Kredi faizlerinde aşağı yönlü süreç devam ediyor. Bu piyasaya ne zaman yansır-" şeklindeki soru üzerine, kredi faiz oranalrında düşüşün yansımalarının başladığını söyledi. Şu anda zaten tüketici kredileri ile ticari kredilere farklı bir muamele yapıldığını belirten Başçı, şunları kaydetti:
"BDDK'nın daha önce alınmış bir kararı çerçevesinde özellikle ihtiyaç kredisi sınıfında risk ağırlıkları, kısa vadeliler için yüzde 150 daha uzun vadeliler için yüzde 200 olarak uygulanıyor. Buna mukabil küçük ve orta boy işletmeler de dahil olmak üzere ticari kredi faizleri için uygulanan risk ağırlıkları yüzde 75. Burada farklı bir muamele olduğu için bunlar maliyet unsuru olarak zaten yansıyor ve ticari kredilere burada bir avantaj sağlamıyor. BDDK Başkanımızın açıklamalarını takip edelim. Onun yakın zamanda 'yatırım ve ihracat ile ilgili kredilere ilave bir avantaj sağlanması belki söz konusu olabilir' gibi bir açıklaması olmuştu. Orada bir farklılaştırmaya gidilebilir gibi. Bunu takip edelim. Orada onların görev sahasına giren bir konu bu". Reel efektif döviz kuru ile ilgili sorular üzerine Başçı, bu konuda kendilerinin hiç sayısal bir iletişim yapmadan da aynı argümanları kullanabileceklerini ifade ederek, "Fakat biz bunu biraz daha rahat anlatabilmek, kolay yapabilmek için reel efektif döviz kuru ile ilgili bir egzersiz yaptık" dedi. Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2003 yılındaki reel efektif döviz kurlarını bugüne nasıl getirebiliriz- O zaman çünkü cari açık son derece düşüktü. O zaman hiç kimse de Türk Lirasfnın uzun vadeli denge değerinden farklı olduğunu söylemiyordu. Onu yüzde 1,5 ile bugüne getirirseniz aşağı yukarı 115 gibi bir yere varıyorsunuz. Yüzde 2 ile getirirseniz 120 gibi bir yere varıyorsunuz. Dolayısıyla 115-120 arasında 2003'e eş değer reel efektif döviz kuru var diye düşünebilirsiniz. Tabii bu çok basit bir hesap. Çok daha karmaşık hesaplamalarla denge değeri nedir sorusu sorulabilir. Arkadaşlarımız bu konuda da çalışmaya devam ediyor." Basit bir hesap yapıldığında reel efektif döviz kurunun 120'nin üzerine çıktığında aşırı değerli bölgeye girilmiş olduğuna dikkati çeken Başçı, "Dolayısıyla en etkili araç nedir- Kısa vadeli faiz oranları. 'Kısa vadeli faiz oranlarında ölçülü bir indirim yapabiliriz' şeklinde, anlatması kolay, iletişimi kolay bir yola girmiş bulunuyoruz. Orada devam edeceğiz" dedi. Reel efektif döviz kurunda 120 olan bu rakamın gelecek yıl aynı olmayacağını kaydeden Başçı, şunları söyledi.
"Büyük ihtimalle yüzde 1,5-2 arasında yukarı doğru bir kaydırma olacak. Yine aynı sebeple gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir enflasyon fark olması doğaldır. Bu da yaklaşık 1,5-2 puan reel efektif döviz kurunda kendiliğinden değerlenmeye zaten yol açar. O yüzden gelecek yıl aynı modelle konuşacak olursak belki 122 sınırına dem vurmuş olacağız. Ama şu an itibariyle 120'nin üzerinde olduğunu hesap kitap yapanlar görüyorlar. En son nisan ayında karar alınırken de o noktadaydı. Gelecek ay hangi noktada, ona tekrar bakacağız. Bu bizim iletişimimizi kolaylaştıran bir araç. Ana fikir, küresel faiz düşük faiz ortamına uyum sağlamak diye özetleyebiliriz. Bu arada kredilere ilişkin, enflasyona ilişkin riskleri yönetmek için de makro ihtiyati alanda attığımız adımları izlemek ve bunların sonuçlarını görmek diye özetleyebiliriz. -"(Negatif reel faizler) Bununla yaşamayı öğreneceğiz"Erdem Başçı,
"Yurt içine sermaye girişlerinin engellenmesi için faiz oranlarının düşük tutulması nedeniyle yatırımcılar negatif reel getiriler elde ediyor. Türkiye'nin de yapısal bir sorunu var; tasarruf açığı. Bu yapısal sorunları aşmak için BES'in dışında yeni enstrümanlar gelecek mi-" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Reel getiriler dünyada güvenli yatırım araçları için eksiye düştü. Hatta tam güvenilir olarak görülen ülkelerde 10 yıl vadeli hazine kıymetlerinde eksi beklenen reel getiri söz konusu. O şekilde baktığınızda Japonya da şimdi kervana katıldı ve onlar da enflasyonu yüzde 2'ye yükseltmek suretiyle, 0 nominal faiz ödüyor, eksi 2 gibi bir reel faizler veriyor. Sonuçta işin özeti bu. Böyle olunca denge reel faizi dünyada bir yapısal kırılmaya uğradı diye düşünebiliriz. Bu geçici mi kalıcı mı sorusu, sürekli bizim zihnimizi de kurcalayan önemli bir soru idi. Fakat en son gelişmeler, en son katıldığımız uluslararası toplantılarda kendi içimizde yaptığımız analizler ve değerlendirmeler bunun uzun bir süre daha bizimle birlikte olacak, kalıcı niteliği fazla bir olay olduğuna doğru yöneltiyor. Tabii farklı görüşler olabilir. Fakat ağırlıklı olarak bunun önümüzdeki dönemde bir banka olarak karşımızda olacağını anlıyoruz. Japon yeni politika açıklamasına bakarsanız 2 yıl içerisinde enflasyonu yüzde 2'ye artırma şeklinde bir hedef telaffuz edildi ve bu arada da parasal genişleme kullanılacağı için faiz oranlarının, kısa vadeli faizlerin Japonya'da 0'ın üzerine çıkması mümkün değil. O yüzden bu dünyaya bizim de alışmamız gerekecek."
Başçı, Türkiye'de de kısa vadeli reel faizlerin şu anda hafif eksi bölgede bulunduğuna işaret ederek, "Bununla yaşamayı öğreneceğiz. Dolayısıyla, mesela bireysel emeklilik sistemi, bunun alternatif çözümü olarak düşünülebilir. Eğer artı getiri isteniyorsa uzun vadeli yatırım yapmak, tasarruf yapmak gerekecek, ya daha uzun vadeli kıymetlere yöneleceksiniz veya bireysel emeklilik gibi iyice uzun vadeli yatırım, tasarruf araçlarına yöneleceksiniz. Bu, iyi midir kötü müdür bunu tartışmıyorum. Fakat bu bir vaka. Bununla yaşamak durumundayız" diye konuştu. -"Şu anda krediler açısından, sermaye akımları açısından iyi zarnanlardayız "Merkez Bankası Başkanı Başçı, bir soru üzerine, "Yüzde 15'lik kredi artış oranını biz yıl sonunda çok rahat görürüz diye düşünüyorum. Çünkü mevduat artış hızı büyük ihtimalle önümüzdeki aylarda kademeli bir şekilde aşağıya doğru gelecek ve en önemli kanal mevduat olduğu için onunla birlikte krediler de aşağıya doğru gelecektir. Dış finansman tarafı önemli. Yani dış finansmanla verilen kredilerle ilgili, ki o da cari açığa esas yol açan taraf, zaten gereken politika adımlarını atmaktayız. Onunla ilgili herhangi bir önemli risk görmüyoruz şu aşamada. Gerekirse farklı, daha yavaş, daha hızlı adımlar atılabilir" cevabını verdi.
Başçı konuşmasına şöyle devam etti: "Kredi stokundaki değişim, dolayısıyla burada net bir ilave verilen borç var. Orada yeniden yapılandırmalar buraya girmez. Bütün borç yeniden yapılandırılsa stok aynı kalır. O şekilde düşünülebilir. Faiz ekleniyor diye sorarsanız, o zaman yeni kredi açılmış şeklinde düşünmek gerekir. Burada yüzde 15'lik referans, hedef değil zaten, dolayısıyla hedef olmadığı için, bu bir referans olduğu için kendiliğinden esnek. Şu anda biz iyi zamanlardayız cevabını veriyoruz krediler açısından, sermaye akımları açısından iyi zamanlardayız. İyi zamanlarda olduğumuzu nasıl anlıyoruz
Yüzde 15'in Üzerinde Kredi Büyümesi Var
İleride eğer kötü zamanlar gelir de yüzde 15'in altında bir kredi büyümesi olursa o zaman da elimizdeki araçlarla kredileri destekleyici, büyümeyi destekleyici anlamda bir adım da atabiliriz kredi tarafında. Bu son derece esnek ve döngü karşıtlı, döngüleri yumuşatıcı bir politika." TÜİK'in yapması muhtemel bir ithalat revizyonunda cari açık iyileştiği takdirde, bunun Merkez Bankası'nın para politikası duruşunda farklı bir yaklaşıma sebebiyet verip vermeyeceğine yönelik soruya ise Başçı, "İthalat ve ihracat verileri ile ilgili zaman zaman revizyon çalışmaları olabilir ama sonucu, büyük resmi çok fazla değiştirmez bu.
Çünkü ne olursa olsun bir finansman kaleminden baktığınızda özellikle portföy ağırlıklı olmak üzere kuvvetli bir sermaye girişi zaten görünüyor. Dolayısıyla o bir yerlere gidiyor mutlaka. Dolayısıyla orada en fazla net hata ve noksanda bir miktar revizyon söz konusu olabilir. Bu tür revizyonlar büyük resmi değiştirmez" şeklinde cevap verdi.