TCMB Mayıs Ayı Finansal İstikrar Raporu Açıklandı

31/05/2019

TCMB Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporunu açıkladı. Raporda piyasaya ve risklere dikkat çekilerek belirsizliğin etkisiyle mevduat dolarizasyonu arttığı bildirildi.

TCMB, Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu’nu açıkladı. Raporun özet kısmında TCMB Başkanı Çetinkaya şu ifadelere yer verdi:

''Finansal İstikrar Raporu’nun son sayısından bu yana, küresel ekonomiye dair yavaşlama sinyalleri güçlenirken yurt içi iktisadi faaliyette dengelenme eğilimi devam etmiştir. Sermaye yeterliliği, özkaynak kârlılığı ve likit varlık düzeyi bankacılık sektörünün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir. Kredi büyümesi ılımlı bir toparlanma sergilemektedir. Alınan önlemlerin de etkisiyle reel sektör yabancı para açık pozisyonu kademeli olarak gerilemektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası elindeki bütün politika araçlarını fiyat istikrarını sağlama ve finansal istikrarı destekleme hedefleri doğrultusunda etkin biçimde kullanmaya devam etmektedir.’’

Raporda Euro Bölgesi ve Japonya ekonomisinde yavaşlama olmasına karşın ABD’nin majör ekonomilerden görece pozitif ayrıştığı, gelişen ülkelerden ise Hindistan, Çin ve Brezilya ekonomilerinin ivme kaybettiği belirtilirken küresel ekonomide ticaret savaşları ve brexitin büyük belirsizlik yarattığına buna bağlı merkez bankalarının da politikalarında değişiklik yaşandığına denildi.

Yurt içine dair, son dönemde açıklanan verilerin ekonomideki dengelenmenin 2019 yılı ilk çeyreğinde devam ettiğini gösterdiğine ve bu döneme ilişkin öncü göstergelerin iktisadi faaliyette 2018 yılı ikinci yarısında başlayan yavaşlama eğiliminin azaldığına işaret ettiğine değinildi.

Mevcut Rapor döneminde, yurt içi talebin daralması, gecikmeli kur etkilerinin azalması, ithal girdi maliyetlerinin gerilemesi ve sıkı parasal duruşa bağlı olarak enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme eğilimi gözlendi. Buna karşın, belirsizlik kanalının etkisiyle mevduat dolarizasyonu arttı. Ek olarak, 2019 yılı Mart ayından itibaren ülkemiz risk primi, belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle diğer GOÜ’den bir miktar ayrıştı. Söz konusu gelişmelerin finansal piyasalara olumsuz yansımalarını sınırlamak ve piyasaların etkin işleyişini desteklemek amacıyla politika yapıcılar tarafından çeşitli tedbirler uygulamaya konuldu.

Son dönemde bankacılık sektörü kârlılık göstergelerinde azalma eğilimi gözlendi, bu durumda özel karşılık provizyonu ve mevduat faiz giderlerindeki yükseliş etkili oldu.

Özetle, mevcut rapor döneminde, küresel iktisadi büyümeye yönelik endişeler ve küresel politika belirsizlikleri nedeniyle gelişmiş ülkelerin para politikası normalleşme süreçleri duraksamış; bu durum küresel risk iştahını olumlu yönde etkilemiş, GOÜ’nün risk primlerinde düşüş gözlenmiştir. Türkiye ülke risk primi, belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle son dönemde diğer GOÜ’den ayrışmıştır. 2019 yılı ilk çeyreğinde, özellikle KGF üzerinden sağlanan teşvikler ve bankaların kredi iştahının kamu bankaları öncülüğünde kısmen canlanmasının etkisiyle, kredi büyümesi ılımlı bir artış sergilemiştir. Öte yandan, iktisadi faaliyette önceki çeyreğe göre kısmi bir toparlanma eğilimi görülürken, yakın dönemde finansal piyasalarda yaşanan oynaklıklar ve risk primi göstergelerindeki yükseliş yurt içi talep görünümü üzerinde aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Türk bankacılık sektörünün aktif kalitesi sınırlı seviyede bozulmuş olup, önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin seyri, finansal koşullar ve istihdam gelişmeleri sektörün TGA oranı üzerinde belirleyici olacaktır. Sektör, yüksek likit varlık düzeyi, aktif kalitesi konusundaki ihtiyatlı duruşu ve tarihsel seviyelerinin üzerinde seyreden sermaye yeterliliği ile risklere karşı dayanıklılığını korumaktadır.

Kaynak: İnvesting