Riskli krediler yatırım aracına dönüşünce kriz küreselleşti.
Mortgage kredisini ödeyemeyen tüketiciler başlangıçta ABD'nin sorunuydu. Ancak dev bankalar riskli kredileri yatırım aracı olarak satışa sununca sorun İMKB'yi de vuran küresel finans krizine döndü.
1996 yılından beri yükseliş halinde olan ABD gayrimenkul piyasası başta tüketiciler, bankacılar ve yatırımcılar olmak üzere sektöre yatırım yapan hemen herkesi zengin etti. Ancak bankaların mevcut gelir seviyeleriyle yetinmeyip daha fazla kâr için ödeme gücü düşük ve kredi sicili bozuk tüketicilere de büyük miktarda kredi sağlaması, tüketicilerin kapasitelerinin çok üzerinde kredi kullanmaları ve derecelendirme şirketlerinin riskleri yeterince değerlendirememesi dünya piyasalarında zincirleme etkileşime neden oldu. Peki ama nasıl oldu da, ABD'nin toplam 8 trilyon dolarlık gayrimenkul pastası içerisinde yalnızca yüzde 15'lik bir dilime sahip olan subprime kredileri hem ABD hem de dünya ekonomisinin teklemesine neden oldu? Bu sorunun cevabı ABD'li bankaların geliştirdiği yeni yatırım araçlarında saklı.
KREDİLER MENKUL DEĞER OLDU
Bankalar tüketicilere kredi kullandırarak elde ettikleri kar modeline, ipotekli konut kredilerini menkul kıymete dönüştürüp satarak yeni bir kazanç boyutu daha ekledi. Bu modelin birincil piyasa adı verilen ilk aşamasında bankalar tüketicilere kredi kullandırıyor. Ardından ikincil piyasa adı verilen aşamada ise önceden şahıslara kullandırılan ipotekli konut kredileri aracı kurumlara veya yatırımcılara satılıyor. Böylece tüketicilere kullandırılan kredilere dayalı olarak menkul kıymet ihracatına başlanmış oluyor. Bu kapsamda en çok ihracı yapılan menkul kıymetlerin başında İpotekli Konut Kredilerine Dayalı Menkul Kıymet (Mortgage Backed Security MBS), Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (Asset Backed Security ABS), Ticari İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (Commercial Mortgage Backed Securities CMBS), ve Ticari Olmayan İpoteğe Dayalı Menkul Kıymetler (Residential Mortgage Backed Securities RMBS) bulunuyor.
1.4 TRİLYON DOLARLIK BÜYÜKLÜK
Başta varlığa dayalı menkul kıymetler (ABS) olmak üzere, ipotekli konut kredilerine dayalı tüm kağıtlar içerdikleri risk nedeniyle yatırımcılara yüksek kar vaat etti. Yalnızca ABS'ler çevresinde oluşan pazar, 2007'nin ilk yarısında 1.4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Ancak yatırım aracı tasarımcılarının yeni buluşları bunlarla da sınırlı kalmadı. ABS, MBS gibi ipotekli konut kredilerine dayalı kağıtlar, çeşitli bono ve yeni kredi menkul değerleriyle biraraya getirilerek Teminatlı Borçlanma Aracı (Collateralised Debt Obligation, CDO) adı verilen yeni bir yatırım aracına daha dönüştürüldü. Aynı ABS'ler gibi CDO'lar da riskli yatırım araçları olduğu için yatırımcılara yüksek kâr elde etme fırsatı doğdu. Ancak krediler ödenmemeye başlayınca bu riskli balon adeta bankaların kucağında patladı.
Kaynak: Sabah