MillenniumBank'ın Yeni Adı Fibabanka
MillenniumBank Fibabanka A.Ş adıyla hizmet verecek.
Fiba Grubu, Türkiye'deki bankacılık faaliyetlerini artık “Fibabanka” ile sürdürecek.
“Avrupa'daki en büyük Türk bankası” olarak nitelendirilen Fiba Grubu'na ait 'ın Türkiye halkası, “Fibabanka A.Ş” adıyla hizmet verecek.
Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin'in katılımıyla gerçekleştirilen ve Fibabanka'nın tanıtıldığı basın toplantısında verilen bilgiye göre, Fibabanka A.Ş, 13'ü İstanbul'da olmak üzere Ankara, İzmir, Bursa ile Antalya'da toplam 20 şubesi ve 350 çalışanıyla bireysel ve KOBİ'lere ticari bankacılık hizmeti sunacak, aktif büyüklüğü Nisan 2011 itibarıyla 1,5 milyar lira ve bankanın kredileri de 1,2 milyar lira düzeyinde bulunuyor.
İlk Olmanın Gururunu Yaşıyoruz
Fiba Holding ve Fibabanka Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, “Bugün Fiba Grubu olarak küresel dünyada yabancılara satılan bir Türk bankasının, yine bir Türk sermayesi tarafından geri alınabileceğini göstermenin mutluluğunu ve bu anlamda ilk olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.
Özyeğin, Fibabanka markasının tanıtıldığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, MilleniumBank'ı devraldıktan sonra isim konusunda aslında çok düşünmediklerini, Fibabank ve Fibabanka seçeneklerinden Fibabanka ismine karar verdiklerini anlattı.
Fibabanka'nın kendileri için uzun bankacılık yolculuğunun yeni adı olacağını ifade eden Özyeğin, 40 yıldır Türkiye ve dünyada bankacılık yaptıklarını, 1987 yılından beri 33 bin global bankacıyı işe aldıklarını, 24 kişiyle kurdukları bankanın satıldığı 2006'da 7 bin çalışanlı bir banka haline geldiğini kaydetti. Özyeğin, “Benim kurduğum ilk üniversite aslında Özyeğin Üniversitesi değil finans üniversitesi olmuştur” dedi.
Yurt dışında Credit Europe Bank ile Rusya, Ukrayna, Romanya, İsviçre, Belçika, Hollanda, Almanya, Malta ve Dubai'de her türlü bankacılık işlemleri yaptıklarını anımsatan Özyeğin, “Rusya'da günde 4 bin bireysel kredi, 200 de otomobil kredisi veriyoruz. Rusya'da yıl sonunda 2 milyon kredi kartına ulaşmayı hedefliyoruz. Romanya'da ise kredi kartlarında birinciyiz” diye konuştu.
Hüsnü Özyeğin, yurt dışında gelişmeye devam ettiklerini, özellikle Rusya'da ciddi oranda geliştiklerini vurgulayarak, bu yıl Türkiye'den daha hızlı büyümesini bekledikleri Rusya'da, ürünlerin Türkiye'den 8-10 yıl sonra piyasaya sunulmasından dolayı öncü olmayı istediklerini ifade etti.
Özyeğin, 1994 ile 2008 yılları arasında uluslararası bankacılık faaliyetlerine Türkiye'yi de ekleyerek 10 milyar 295 milyon avro (25 milyar lira) bilanço büyüklüğüne ulaştıklarını, Türkiye ile birlikte şu anda 400 milyonluk coğrafyada global bankacılık yaptıklarını, 11 ülkede 225 şube, 12 bin 500 satış noktası, 475 ATM, 1 milyon 750 bin kredi kartı ve 44 farklı ülkeden 6.500 çalışan ile 3,5 milyon müşteriye hizmet verdiklerini söyledi.
Kıskanılan Bir Sektörümüz Var
2000'li yıllarda Türk bankalarının yabancı bankalar tarafından satın alınarak adlarının değiştirildiğini hatırlatan Özyeğin, şöyle devam etti:
“Bugün Fiba Grubu olarak küresel dünyada yabancılara satılan bir Türk bankasının, yine bir Türk sermayesi tarafından geri alınabileceğini göstermenin mutluluğunu ve bu anlamda ilk olmanın gururunu yaşıyoruz. İlk bankamızı bir şube, 24 çalışan ve 8 milyon lira sermaye ile kurmuştuk. Bugün Fibabanka ile 20 şube, 350 çalışan ve 225 milyon lira sermaye ile işe başlıyoruz. Asıl önemlisi çok daha tecrübeli, güçlü ve donanımlı bir ekiple Türkiye'de müşterilerimize hizmet vermek için göreve başladık.”
Türkiye'de sektör adına daha çok şey yapılabileceğine inandığını dile getiren Özyeğin, sorular üzerine de “Türk bankacılık sektörünü fevkalade gelişmiş bir sektör olarak görüyorum. Dünyadaki en başarılı sektörlerden biri olduğuna inanıyorum. 2008 yılındaki kriz sonrasında herkes tarafından kıskanılan bir bankacılık sektörümüz var” diye konuştu.
Türk bankacılık sektöründe rekabetteki zorluklara ilişkin Özyeğin, Türkiye'nin gelişme konusunda çok erken bir aşamada olduğunu, banka bilançolarına bakıldığında hem bireysel kredilerde hem diğer kredilerde daha alınacak çok yol bulunduğunu belirtti.
Çok Kriz Gördük
Fibabanka'ya ilişkin hedeflerinin sorulması üzerine de Özyeğin, “Biz şimdilik sadece bu yılı planlıyoruz. Ocak ayında teknolojimiz, teknolojisi iyi olan bankalara bayağı yaklaşmış olacak. Şimdilik planımız, teknolojimizin değişeceği 6 Ocak 2012'ye kadar... Çocuk daha yeni doğdu. Yürümeye başladıktan sonra hedefleri sizlerle paylaşacağız” dedi.
Şubeleşme konusunda öncelikle bankanın mevcut 20 şubesini kara geçirmeyi hedeflediklerinin altını çizen Özyeğin, “Her şube karda değil. Şubelerimiz kara geçtikten sonra yeni şubeler açmaya başlayacağız. Onun için biraz zamana ihtiyacımız var” diye konuştu.
Hüsnü Özyeğin, bankacılık sektörüne ilişkin sınırlamalara dair bir soruya “Ben 1982 Kastelli krizinde, 1994 Türkiye'deki ekonomik krizde, 1997'deki Asya krizi esnasında, 2001 yılında buradaydık. Dolayısıyla iyi şeyler yapacağımıza inanıyorum. Çok kriz gördük. Bankacılık sektörünü zaman zaman zorluklar, zaman zaman iyilikler içinde gördük. Çok çeşitli konjonktürlerde başarılı olmaya çalıştık” yanıtını verdi.
Müşterilerimize Birkaç Kart Verceğiz
Felsefelerinin müşteriye yakın durmak olduğunu dile getiren Özyeğin, “Müşteriyle sıcak bir ilişki içinde, onun derdini dinleyen, onun derdine derman olan bir banka olmayı planlıyoruz. Zaman içinde bunu bir slogan haline de getireceğimizi düşünüyorum” dedi.
Fibabanka'nın kartının olacağını belirten Özyeğin, “Kredi kartında çok farklı bir stratejimizin olması lazım. Çünkü diğer bankalarla aynı kulvara girmemiz... O kulvar zor bir kulvar. Biz de başarılı olacağımız işlere girmek istiyoruz. Tabii ki müşterilerimize bir kart değil birkaç kart vereceğiz. Burada başka bir bankayla işbirliği, çok farklı işbirlikleri olabilir. Türkiye'de olmayan uygulamaları yurt dışında yapıyoruz. Eminim ekibimiz Türkiye'de olmayan uygulamaları burada da hayata geçirecek” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de Fibabanka'nın çalışmasının sadece Türkiye'deki sermayesiyle orantılı olmayacağını vurgulayan Özyeğin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz bir bankacılık grubuyuz. Dolayısıyla Fibabanka'nın sermayesi değil, tüm grubun sermayesini düşünmemiz lazım. Bankacılık grubumuzun Hollanda'daki sermayesi şu anda 1 milyar avro. Türkiye'de tekrar banka almamızın sebebi, aslında bizim Türkiye'de bir networkumuzun olması gerekiyordu. Aynı zamanda müşterilerimiz 5 senedir 'ne zaman banka açacaksınız' diye sürekli bizleri aradılar. Biz böyle bir müşteri talebinin olduğunun da farkındaydık. Bu ikinci sebepti.”
TL-Ruble İşlemlerine Katkıda Bulunacağız
Şu anda Rusya'da bir Türk tur operatörle çalıştıklarını anlatan Özyeğin, bu operatörün yılda Türkiye'ye 1,5 milyar dolar turist dövizi getirdiğini, bu operatörün 750 acentesine POS makineleri koyduklarını söyledi. Özyeğin, “Rusya'daki gücümüzden dolayı Türkiye'de ruble ile bayağı işlem yapmaya başladık. Bu konuda da gerek turizm bölgesinde gerek İstanbul'da TL-ruble işlemlerinin artmasına katkıda bulunacağız” dedi.
Türkiye'de çıkarılan dövizli tahvillere işaret eden Özyeğin, bunların yıllık faiz getirisinin yüzde 5,5-6,6 arasında olduğunu, halbuki Rusya'da aynı reytingi olan bankaların tahvil getirilerinin yüzde 7,5-8 civarında olduğunu, dolayısıyla yurt dışında bildikleri ve güvendikleri enstrümanları da Türkiye'de müşterilerine pazarlamak istediklerini kaydetti.
Özyeğin, bankanın yeni Genel Müdürlük binasının yine İstanbul'da Dikilitaş'ta olacağını bildirdi.
Ortalığı Toz Duman Görmüyoruz
Sektördeki sınırlamalara yönelik bir soru üzerine Özyeğin, “Biz ortalığı toz duman görmüyoruz. Biz eğer Rusya'da günde 200 otomobil kredisi veriyorsak, Türkiye'de de yapacak şeyler bulacağız” dedi.
Hüsnü Özyeğin, bu konudaki başka bir soruya da “Biz yüzde 25 büyürsek düşeriz. Banka kara geçemez. Bizim özel bir durumumuz var. Millenium bank, 3 yıldır zarar eden bankaydı. Dolayısıyla Fibabanka'nın belli bir sürede belli bir noktaya gelmesi lazım. Bizim yüzde 100 büyümemiz, büyük bir bankanın yüzde 1 büyümesiyle eş değer” yorumunu yaptı.
Sermaye piyasalarına ilişkin de Özyeğin, “Biz sermaye piyasasının içinde olmak zorundayız. Orada önce çok özelliği olan birtakım fonlarla işe başlamak istiyoruz. Müşterilere farklı birtakım fon ürünleri sunmayı düşünüyoruz. Fibabanka'yı halka açmak için daha erken. Önce büyütmemiz lazım” diye konuştu.
Türkiye'de banka almanın aslında yurt dışında çalışanları açısından da zorunluluk olduğunun altını çizen Özyeğin, yurt dışında orta ve üst düzey 250 civarında çalışanları bulunduğunu, Fibabanka'nın ilerde onların geri dönüşü için uygun zemin yaratacağını söyledi.
10 Milyon Doların Üzerinde Yatırım
Fibabanka Genel Müdürü Bekir Dildar da banka için hazırlanan logoya “bilgi kristali” adını verdiklerini, bundaki mavi ile profesyonelliği ve ciddiyeti, yeşil ile de memnuniyeti ve bilgiyle gelen bilgeliği yansıtmak istediklerini anlattı.
Millenium Bank Türkiye hisselerini satın aldıktan sonra 4 ayda çok şey yaptıklarını ifade eden Dildar, bankayı devraldıklarında toplam aktiflerinin 900 milyon lira, özkaynaklarının 100 milyon lira, mevduatı ve nakit kredilerinin 600 milyon lira olduğunu, 18 şubesi ve 300 çalışanı bulunduğunu, nisan sonunda ise öz kaynakları 225 milyon liraya, toplam aktifleri 1,5 milyar liraya, mevduatı 850 milyon liraya, kredileri 1,2 milyar liraya, şube sayısını 20'ye çıkardıklarını bildirdi.
İlk günden itibaren reel ekonomiye çok önemli destek verdiklerini ve kara geçtiklerini vurgulayan Dildar, 1 Haziran'dan itibaren çok daha hızlı yol alacaklarını, bu yıl altyapıya, dolayısıyla bilgi teknolojilerine çok önemli yatırımlar yapacaklarını ifade etti.
Bankanın ikinci fazının 2012 olacağını, bireysel bankacılık alanında da müşterilere bankacılık ürünlerini çeşitlendirerek hizmet sunacaklarını kaydeden Dildar, yeni taşınacakları binanın 4 bin metrekare büyüklüğünde olduğunu, IT, isim değişikliği ve yeni bina için toplamda 10 milyon doların üzerinde bir yatırımlarının söz konusu olacağını bildirdi.