Merkez Bankası'ndan Beklenen İndirim Geldi
Kurul, gecelik faiz oranlarını borçlanmada yüzde 4,00'ten yüzde 3,50'ye, borç vermede yüzde 7,00'den yüzde 6,50'ye düşürdü.
Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 5,00'ten yüzde 4,50'ye indirdi.
Gecelik Faiz Oranları 4.00'dan 3.50'ye Düştü
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 5,00'ten yüzde 4,50'ye indirdi. Kurul, gecelik faiz oranlarını borçlanmada yüzde 4,00'ten yüzde 3,50'ye, borç vermede yüzde 7,00'den yüzde 6,50'ye düşürdü.
TCMB'den yapılan faiz oranlarına ilişkin duyuruya göre, PPK, Erdem Başçı başkanlığında toplandı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo-Ters Repo Pazarında uygulanmakta olan faiz oranlarını belirledi.
Buna göre Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 5,00'ten yüzde 4,50'ye indirdi.
Borçlanma Faiz Oranı Yüzde 4,00'ten Yüzde 3,50'ye İndi
Gecelik faiz oranları; Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 4,00'ten yüzde 3,50'ye, borç verme faiz oranı yüzde 7,50'den yüzde 7,0'ye, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkânı faiz oranı ise yüzde 6,50'den yüzde 6,00'ya indirildi.
Geç Likidite Penceresi Faiz Oranları
Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasasında saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutuldu, borç verme faiz oranı yüzde 10,00'dan yüzde 9,50'ya indirildi. Duyuruda son dönemde açıklanan verilerin, iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini gösterdiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. Mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarının seyri iktisadi faaliyetteki artışın cari işlemler açığına yansımasını sınırlamaktadır."
Yakın dönemde sermaye girişleri gücünü korurken kredi artış oranlarının referans değerin üzerinde seyrettiği kaydedilen duyuruda, "Finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda, kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken zorunlu karşılıklar ve rezerv opsiyonu katsayıları aracılığıyla ölçülü bir sıkılaştırılma yapılması uygun bulunmuştur" denildi.
Duyuruda, öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilerek, "Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır" denildi.
Kurul, küresel talepteki yavaşlama ve emtia fiyatlarının görünümü enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskleri azalttığını belirtti.
Geç Kalmış Bir Adım
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Merkez Bankası'nın önceki indirimin ardından bugün yaptığı son indirimle doğru bir adım daha attığını ifade ederek, "Ama daha öncede ifade ettiğim gibi bu doğru olduğu kadar geç kalmış bir adım" ifadesini kullandı.
Neden geç kalındığına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çağlayan, şunları kaydetti:
"Birincisi 2012'de iç talep bu kadar zayıflatılmadan bu ortam yaratılabilirdi, yaratılmalıydı. 2013'ün 1. çeyreğinde de büyüme zayıf gelecek. Çünkü iç talep hala zayıf. İkincisi, dış konjonktür faiz indirimlerine son derece uygun. Bütün aktörler faiz indirirken biz yerimizde kalırsak göreceli olarak faiz artırmış sayılırız. Sadece son bir ayda Avrupa Merkez Bankası, Güney Kore ve Avustralya Merkez Bankaları da faiz indirdi.
1. çeyrek büyümesinin düşük geleceğini biliyoruz. Yıl sonu OVP hedefini yakalamak için büyümenin hızlanması gerekiyor. Türkiye 2012'de net ihracat kanalından büyüdü. Ancak 2013'te uluslararası ticaret geçen yıla göre daha da zayıf seyrediyor. Net ihracatın 2013 genelinde büyümeye katkısı, 2012'deki kadar güçlü olmayabilir. Bu nedenle, iç talebin 2012'de büyümeye vermediği katkıyı 2013'te vermesi gerekiyor."