Maliye fişe faturaya değil, asıl gayrimenkul rantına baksın

23/08/2008

Bir süredir tatil yörelerini dolaşıyoruz. Bu yıl da her yıl gibi gayrimenkul piyasalarındaki gelişmeleri izlemeye çalışıyoruz. Bizim bu alışkanlığımız vergiciliğimizden.

Bizim merakımız bu yıl biraz da Harçlar Yasası'nda yapılan değişiklikten kaynaklanıyor. Bilindiği üzere "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki" 5766 sayılı yasanın 11'inci maddesi ile Harçlar Yasası'nın 63'üncü maddesinde yapılan değişiklik gereği olarak "Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden" hesaplanacaktır. Önce emlak komisyoncularının camlarında yer alan ilanlara bakıyoruz. Marmaris, Fethiye, Bodrum ve civarında şöyle oturulabilecek bir yer için istenen en düşük fiyat 100 bin eurodan başlıyor. Biraz daha iyileri ve oturulabilir olanları 250 bin - 350 bin euro arasında. Biraz lüks isterseniz bu rakam milyon eurolara ulaşıyor. Merakla bir emlakçı ile sohbete dalıyoruz. "Şimdi 175 bin euro satış bedeli olan bir yeri satın almaya kalksak bir de bunun tapu harcı karşımıza çıkacak" diyoruz. Emlakçı gayet rahat bir biçimde "ağabey ne var bunda tapuda biz burayı 40-50 bin lira gösteriyoruz." Şaşırmış gibi yapıyoruz. "Yahu olur mu böyle şey. Burada söz konusu işlemleri yapanlar buranın gerçek alım satım bedellerini bilmiyor mu" diye soruyoruz. Emlakçının yanıtı ise çok net "Ağabey onlar önce vergi değerine bakıyorlar. Eğer alım-satım sırasında takrirde belirtilen değer emlak vergisi değerini biraz geçerse burada ses çıkmaz." Ben yine olayın üstüne gitmeye çalışıyorum. "Burası doğruda da biz bu parayı banka hesabı ile satıcıya ödeyeceğiz. O vakit bütün olay çıplaklığıyla ortaya çıkar" diye yine emlakçının açığını yakalamaya çalışıyorum. Emlakçı arkadaşımız alayın perde arkasını bildiği için hemen yanıt veriyor. "Burada banka hesapları çalışmaz. Alım-satım bedeli çantadan yapılır. Siz satışı ile anlaşırsanız parayı tapuda önce bana verirsiniz. Ben de imzadan sonra satıcıya veririm. Burada satıcının hesabına banka havalesi olmaz." Biz yine itiraz ediyoruz. Diyoruz ki "Türkiye'de bir yasa var. Belli bir miktarın üzerinde yapılan ödemelerin mutlak suretle bankadan geçirilmesi gerekmektedir. Sonra cezalı işlem yapılır." "Ağabey sen bu işlere kafanı takma, yok böyle bir şey" diye yanıtını hemen alıyoruz. Ülkemizde hamen gayrimenkul alım-satım değerlerini kayıtlarımıza yansıtamıyoruz. Bu alanda kazanılan paraların hesabını yapamıyoruz. Sahibi bulunduğu gayrimenkulu beş yıl içerisinde (01.01.2007 tarihinden önce edinilenlerde dört yıl) satanların söz konusu satıştan dolayı elde etmiş bulunduğu, beyan etmesi gereken bir kazanç olursa beyanname verme zorunluluğu bulunmasına karşılık satış işlemlerinde fiyat oluşumları izlenemediği için bu konuda yapılan beyanları ve sonuçlarını da bilemiyoruz. Ülkemizde gayrimenkul satışlarından servet edilenler, para kazananlar, bu bağlamda yapılan bazı oyunlarla inanılmaz zenginleşenler olmasına rağmen bu durumun disiplin altına alınması için hiç bir önemli çalışmaya rastlamıyoruz. Vergi idaresinin aklı fikri fiş ve fatura denetiminde. Oysa ülkemizde gayrimenkul sektöründe oluşan rantlar ve elde edilen kazançlar o kadar büyük ve tespiti de o kadar kolay ki. Ülkemizde neden gayrimenkul ticareti ve gayrimenkul işlemlerine yönelik kazançlar belli bir denetim ve disiplin altına alınmıyor? Böyle bir durumda devletin vergi gelirlerinin artması ve bu bağlamda da gayrimenkul işlemlerinde oluşan haksız kazançların önlenmesi söz konusu olabilir. Yine bu yıl güzide bir tatil yöresinde bize güzel görünen bir bağımsız birimin satıcısı ile konuşuyoruz. "Burası dubleks, çok güzel, tüm malzeme ithal ve çok kaliteli. Bir ufak kusuru var henüz burası tapuda tarla olarak gözüküyor." Anlayamıyoruz. "Dubleksin elektriği, suyu var, fakat her nedense tapuda cins tashihi yapılmamış, onun için satışı da tapudaki kaydına göre yapılacak" deniliyor. "Bedeli şimdi alırsanız 275.000 euro." Biz yine anlamamışlıktan geliyoruz. "Ya sonra başımıza iş açılırsa" diyoruz. Satıcının yanıtı kesin. "Ne işi ağabey. Burada hep böyle. Kim senin yerine dokunacakmış." Biz belki farklı bir dünyada yaşıyoruz. Ancak tatil yörelerinde her yıl olduğu gibi en düşüğü binlerle ifade edilen bazen de milyonlara ulaşan eurolarla yapılan gayrimenkul alım-satımları sürüyor. Bunların devlet kaydında öncelikle değerini belirlemek mümkün değil. BURADA BANKA HESABI İŞLEMEZ ÇANTA HESABI ÇALIŞIR Emlakçı ile Veysi Seviğ arasında geçen diyalogdan; Veysi Seviğ: Evin satış bedelini banka hesabı ile satıcıya ödeyeceğiz. O zaman tapu kaydının yanlışlığı ortaya çıkar. Emlakçı: Burada banka hesapları çalışmaz. Alım-satım bedeli çantadan yapılır. Siz satıcı ile anlaşırsanız parayı tapuda önce bana verirsiniz. Ben de imzadan sonra satıcıya veririm. Burada satıcının hesabına banka havalesi olmaz. Yazarımız Veysi Seviğ, tatilcilerin tercihi olan yazlık bölgeleri dolaşarak gayrimenkul devirlerinde yapılan tapu ve kadastro usulsüzlüklerini araştır... ( KB)
Kaynak: Referans