Kredi Büyümesi Yıl Sonunda Yüzde 25 Civarında Kalacak

30/09/2011

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredilere getirilen yüzde 25’lik artış sınırı konusunda “Bankaları tek tek sorgulamayacağız. Önemli olan sektör ortalaması” dedi.

İstanbul Finans Zirvesi’ne katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi büyümesine banka bazında bakmadıklarını ve bankaları yıllık yüzde 25 olarak belirlenen kredi büyüme hedefini aştıkları için sorgulamayacaklarını açıkladı. Kredi büyümesinin yıl sonunda yüzde 25 civarında kalacağını belirterek, bu durumun makro dengeler açısından sorun oluşturmadığını söyledi.

Tavsiyelerimiz Hâlâ Aynı

Yüzde 25 konusunda getirilen esnekliğin bir genişleme anlamına gelip gelmediği, vatandaşın bunu ‘harcayabilirsiniz’ mesajı olarak alıp almayacağına ilişkin bir soru üzerine de Babacan, şunları söyledi: “Biz hep şunu söylüyoruz; herkes ayağını yorganına göre uzatsın. Herkes ödeyebileceği kadar borçlansın, aşırı borçlanmasın. Bunları biz söyledik, hâlâ tavsiyele-rimiz aynı” dedi.

OVP’den Sonra Not Artar Mı

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, “17 Ekim’den önce” açıklanacağını belirttiği Orta Vadeli Program (OVP) ile ülke notunun artırılması arasında kurulan bağlantıları şöyle değerlendirdi: “Kredi notu kararları kredi derecelendirme kuruluşlarının kendi bileceği iş. Onlar maalesef çok geriden geliyorlar. Normalde kredi derecelendirme kuruluşları, yatırımcılara yön vermesi, yol göstermesi ve bir ülkeyle ilgili önceden bilgi vermesi gereken kuruluşlar iken, olup biteni izah eden kuruluşlar durumuna düştüler şu anda. İş olup bittikten sonra, olanı biteni anlatmaya çalışıyorlar, geriden geliyorlar.”

 

Biz Kendi İşimize Bakıyoruz

Şu anda G-20’de ‘kredi derecelendirme kuruluşlarına duyulan ihtiyaç nasıl azaltılabilir, alternatif mekanizmalar nasıl oluşturulabilir’ konusunda bir çalışma yapıldığını belirten Babacan, “Biz kendi işimize bakıyoruz, yolumuza devam ediyoruz, onlar da bizi arkadan izliyor, takip ediyor. Olan bu” diye konuştu.

 

Ortadoğu İle TL’nin Bağı Yok

Bu arada Ortadoğu’daki gelişmelerin TL’nin değer kaybına etkisine ilişkin değerlendirmeler konusunda ise Babacan, “Kendi iç piyasalarımızdaki gelişmelerle bölgedeki gelişmeler arasında böyle bir bağ görmüyorum açıkçası. Son dönemde Türkiye piyasasında hareketlenme varsa, bu diğer gelişmekte olan ülkelerle paralel hareketlerdir” diye konuştu.

 

Merkez Gereğini Yapar

Merkez Bankası politikalarına ilişkin farklı görüşlerin anımsatılması üzerine de Babacan, şöyle konuştu: “Merkez Bankamızın politikalarından sonuç aldığını düşünüyoruz. Zigzaglar yok, belli bir perspektifte yürüyor işler. Merkez Bankamız özgüvenle hareket ediyor. Eleştirilmekten korku içinde hareket etmiyor. Gerektiğinde gerekeni yapar, hatta hiç kimsenin beklemediği kararlar alır.”

 

16 Milyon Lira Küçük Bir Maliyet Bankalara Kısa Vadede Yeni Bir Şey Yok

BANKALARA getirilen ek yükle ilgili olarak “çok küçük küçük farklar getiriyor” getiriyor diyen Ali Babacan, 200 milyon gibi büyüklük içerisinde 16 milyon dolarlık maliyetin çok büyük olmayacağını vurguladı. Bunun G-20 Finansal İstikrar Kurulu çerçevesinde banka büyüklüklerine göre ayrı politikalar uygulamanın bir ilk küçük adımı olarak belki bunu görülebileceğini söyleyen Babacan, şöyle konuştu: “Kısa vadede bunun ötesinde bir şeyler de olmayacak. ‘Büyük bankalara bir şeyler mi geliyor’ diye soru işaretleri oluşabilir. Öyle bir şey yok. Bunun ötesinde bir şey yok şu an için programımızda. İlk etapta bankaların büyüklüklerini tanımlayıp, belki 2-3 gruba ayırıp, o gruplara da ayrı ayrı sigorta primi uygulama, ama küçük küçük farklılaştırmalar bunlar, büyük şeyler değil. Böyle bir ortamda bizim atacağımız adımlara çok dikkat etmemiz gerekiyor, itinalı, özenli tedbirler almamız gerekiyor.”

 

50 Bin Liralık Güvence İçin Tmsf Jimnastik Yaptı, Uygun Görmedik

TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, mevduat sigortacılık sistemiyle ilgili 50 bin liralık güvence miktarının artırılması konusunda, “Piyasalar biraz daha otursun, ondan sonra düşünülebilir. (En fazla) 100 bin lira olabilir” sözlerine karşılık Ali Babacan, “Herhangi bir değişiklik söz konusu değil” dedi. “Değişiklik yapma niyetimiz de şu an için yok” diyen Babacan, “TMSF bu hazırlığı, bir fikir jimnastiği olsun diye bize sundu. Ama biz bunu uygun görmedik. Biz derken diğer kurumlarımız da uygun görmedi. TMSF’nin böyle bir adım atması söz konusu olmayacak” diye konuştu.

 

Akbank: Büyüklüğün Sorumluluğu Var, Karşılığı Ne İse Öderiz

AKBANK Genel Müdürü Ziya Akkurt, mevduatla ilgili ek sigorta primine ilişkin, TMSF’nin veya Hükümetin bu tarz düzenlemeler yaptığını, büyük bankalar olarak belli sorumlulukları bulunduğunu belirterek, “Onun da karşılığı ne ise onu da ödüyoruz dedi. Paris Boğaziçi Enstitüsü’nün yıllık toplantısı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akkurt, TMSF’nin son düzenlemesi için “Herhalde ihtiyaç duydular ki yapıyorlar” derken, bunun dışında başka düzenlemeler bekleyip beklemediklerine yönelik olarak da şunları söyledi: “Olabilir. Konjonktürün gelişmelerine göre yeni düzenlemeler gelebilir. Doğaldır çünkü dünyada büyük bir çalkantı, belirsizlik var. Etkileri minimuma indirmek için ilgili organlar gerekli adımları atıyorlar, attılar, atmaya da devam edecekler. Finansal riske veya sosyal çalkantılara neden olabilecek etkileri minimuma indirmeye çalışıyorlar.”

 

‘Zorunlu’da Bir Miktar Azalma Bekleriz

HALKBANK Genel Müdürü Süleyman Aslan, “Eğer küresel koşullar devam ederse biz bankalar olarak Merkez Bankası’ndan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar azaltılmasını bekleriz” dedi. Aslan, Finans Zirvesi’ndeki konuşmasında, şunları söyledi: “Türkiye’de herkesin gurur duyması gereken bir merkez bankacılığı sistemi var. Geçmişte sadece para politikası çerçevesinde, faiz oranları ağırlıklı bir enstrüman halindeydi. Mevcut Merkez Bankası yönetimimizin geçen 3-4 yıl içerisinde ortaya koyduğu başka bir anlayış var. Olaylar gelişmeden, sıkıntılar ortaya çıkmadan önleyici birtakım ilave kararlar almaları önemliydi. Geçen yıl sonlarında zorunlu karşılık oranlarında önemli artış yaşandı. Şu anda küresel sıkıntılar ve ikincil bir resesyon olasılığından bahsediliyor. Dolayısıyla eğer küresel koşullar devam ederse biz bankalar olarak Merkez Bankası’ndan buradaki zorunlu karşılık oranlarının bir miktar azaltılmasını bekleriz.”

Kaynak: Hürriyet