Konutta Saaadet Zinciri Sonlanıyor mu?
Türkiye'de Konut Piyasası Risk ve Kazanç raporuna göre konut sektöründe alarm zilleri çalmaya başladı. Rapordaki artan negatif veriler, konuttaki "saadet zinciri" nin sonlanacağına yönelik güçlü sinyaller üretiyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Türkiye'de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç" adlı raporuna göre konut sektöründe alarm zilleri çalmaya başladı. Rapordaki artan negatif veriler, konuttaki "saadet zinciri" nin sonlanacağına yönelik güçlü sinyaller üretiyor.Markalı satışların son üç aylık satışları yüzde 55 oranında düştü
Rapora göre, son negatif veriler, konuttaki "saadet zinciri" ni, ekonomideki yıkıcı etkileri yayılabilecek "patlayan bir balona" dönüştürebilecek sinyaller üretiyor.Markalı konutların son üç ay satışlarında, yüzde 55 oranında düşüşün vurgulandığı raporda, özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde satışların daha da azalabileceği ve fiyatlardaki gerilemenin hızlanabileceği belirtiliyor. Raporu değerlendiren İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, uzun bir dönem yükselen konut fiyatlarının balon riskini artırdığını belirterek, özellikle konut kredisi borçlarının aile gelirleri içindeki payının yükselmesinin sakıncalarına dikkat çekti.
Üçte Bir Oranında Satış
Rapora göre, bünyesinde 70 markalı konut projesini barındıran ve sektörün barometresi niteliğinde olan Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın 19 Mart 2014 tarihinde açıkladığı veride, geçen yıl şubat ayında 1019 konut satılırken, bu yıl aynı dönemde sadece 350 adet konut satılabildi.
2013 yılı Aralık, 2014 yılı Ocak ve Şubat aylarını kapsayan 3 aylık dönemde ise toplam bin 790 konut satışından 662 milyon lira gelir elde edildi. Oysa bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre 3 bin 998 konut satışından 2 milyar 321 milyon lira gelir düzeyindeydi. Üç aylık rakamlara göre adette azalma yüzde 55.2, ciroda azalma ise yüzde 71.4'ü buldu.
Kriz Riski Kesinleşti
Rapora göre, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son resmi verileri de konuttaki düşüşü ve kriz riskini doğruluyor. 2014 yılının ilk iki ayında satılan konut sayısı 170 bin 236 adet ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.2 gerilerken özellikle üç büyük şehirde düşüş oranı 2014 yılının ilk iki ayında yüzde 9'u geçti. İstanbul, Ankara ve İzmir'de bu yılın ilk iki ayında 64 bin 565 konut satılırken geçen yılın aynı dönemine göre 6 bin 417 adet daha az konut satıldı.
Rapora göre, bankacılık sektörünün konut satış rekorunun kırıldığı 2013 yılında bireysel konut kredisi ve inşaat sektörüne açılan kredilerin miktarı 195 milyar TL'yi buldu. 2004 yılında 8.1 milyar TL düzeyinde olan bu krediler dokuz yılda yaklaşık yirmi katına ulaştı. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, spekülatif konut yatırımlarının yeterince vergilendirilmemesinin, hatta teşvik edilmesinin "kiralarla finanse edilen" bu yatırımların, orta sınıfı giderek erittiğine dikkat çekerek, "Bu süreç kiracıların giderek yoksullaşmasına yol açan, bir servet transferi anlamına geliyor ve gelir dağılımını ciddi biçimde bozuyor" dedi.
Donuk Kredi Tehlikesi
Raporda, bankaların verdiği bireysel konut kredisi ve inşaat sektörü kredilerinde, donuk krediler içinde geri dönmeyen kredi oranlarına da yer verildi ve özellikle inşaat sektöründe bu oranın yüzde 10.7'ye ulaşmasının riskine dikkat çekildi. Faizlerin artışıyla beliren bir riskin de, bankacılık kaynaklarıyla kredilerin vadesi arasındaki uyumsuzluk ve kurlardaki artış olduğu belirtilen Türkiye'de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç raporunda şu değerlendirmeye yer verildi: "Bankacılık sisteminde mevduatın sadece yüzde 4.2'si yıl ve daha üzeri vadeye sahipken, konut kredilerinin ortalama 7.9 yıl olan vade, artan faizlerle birlikte bankalar için ciddi bir maliyet oluşturacak. Ayrıca kur ve faiz dalgalanmaları tüm kredileri etkilediği gibi, konut kredilerinde de donuk kredilerin oranını artıran bir faktör." İSMMMO raporunun sonuç bölümünde ise; 2013 yılında yaşanan "konut çılgınlığı" ve 2014 yılına uzanan 17 Aralık krizinin piyasalara yayılan etkileri eklendiğinde, hem inşaat sektörünü, hem de konut alıcılarını, belirsizliklerle başlayan, krizlerin kapısını aralayan bir yılın beklediği uyarısında bulunuldu.