Konut Kredisi Faiz Oranları Yükselebilir mi?

31/03/2011

Soyak Holding Üst Yöneticisi Emre Çamlıbel munzam karşılık ayırmayı artırmalarının konut kredisi faiz oranlarına yansıyacağını söyledi.

a77_01Soyak Holding Üst Yöneticisi Emre Çamlıbel kredi kullanımında bankaların munzam karşılık oranlarının artırılmasının konut kredilerine yansımaması gerektiğini belirterek ''Konut kredilerinin farklı bir durumu var. Diğer kullanılan krediler gerçekten ekonomiyi belki istenilmeyecek derecede hızlandırıyor olabilir, tasarruf oranını azaltıyor olabilir, tüketime yönelik krediler olabilir ama konut kredileri aslında tüketime yönelik bir kredi değil. Konut, Türk halkı için aynı zamanda bir ihtiyaç ve bir yatırım aracı'' dedi.

Faizler Kamu Tarafından Düşürülmeli

Türkiye'de konut ihtiyacının her yıl 600-700 bin olduğunu anımsatan Çamlıbel, bunların sadece yüzde 25'inin konut alabilecek durumda olduğunu, onların da konutları alabilecek hale gelmesi için kamunun faizleri sübvanse etmesi, düşürmesi gerektiğini belirtti.

Çamlıbel, ''Konut kredilerinin genel ekonomiyi, büyümeyi, tüketimi, borçlanmayı soğutmak adına diğer kredilerle aynı pakette değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. Konut meselesinin Türkiye için bir memleket meselesi, istihdam kapısı, büyük bir sosyal ihtiyacın karşılanması için önemli bir mesele olduğunu vurguladı.

Merkez Bankası'ndan İlave Tedbirler Gelebilir

Merkez Bankası tarafında alınan önlemler sonucunda faiz oranlarının artacağını belirten Çamlıbel, bankaların munzam karşılık ayırmayı artırdıkça bunu doğal olarak faiz oranlarına yansıtacaklarını kaydetti.

Çamlıbel, ''İlaveten bu önlemlerin devamı da gelebilir. Çünkü ekonominin özellikle seçimden sonra Türkiye'nin kredi notunun, reytinginin artışıyla daha da hızlanması beklendiği için ilave tedbirler gelebilir'' dedi.

Konut Bir Tüketim Malı Değildir

Emre Çamlıbel, konutun bir tüketim malı olmadığını, bir yatırım, sosyal bir ihtiyaç olduğunu vurguladığı. Geçen haftaki önlemlerden sonra faiz oranlarının önümüzdeki hafta artması beklentisine girdiklerini ifade eden Çamlıbel, şunları kaydetti:

''Konut ihtiyacı var. Konut alımını kolaylaştırmamız gerekirken zorlaştırdık. İhtiyaç o kadar büyük ki geçtiğimiz aylarda alınan önlemler, bu alınan önlemler dahi konut satışlarının hızını düşürmeye yetmedi, faiz artışı olmasına rağmen. O kadar büyük bir ihtiyaç var. İhtiyaç sahibi grup ağırlıklı olarak 150 bin lira civarında konut alan grup. 150 bin liranın 100 bin lirasını kredi aldığınızda o faiz oranı artışı o kadar etkilemiyor çünkü ihtiyaç çok büyük. Ama bu önlemler devam ederse faiz artışlarının konut satışlarına, konut ihtiyacı içinde olan ailelerin konut alamamasına neden olabilecektir. Konut bir tüketim malı değildir. Tüketici kredileri ile konut kredilerinin aynı potada değerlendirilmesi doğru değildir.''

2006 yılında 650 bin konuta ruhsat verilirken, 2009'da 510 bin konuta, 2010'da ise 810 bin konuta rekor sayıda konut ruhsatı verildiğine dikkati çeken Çamlıbel, 2011'de de bunun yüzde 10 mertebesinde artacağını, daha fazla insanın konut alması için faiz oranlarının artırılmaması gerektiğini ifade etti.

Ev fiyatlarının olması gereken yerde olmadığını da savunan Emre Çamlıbel, ''Fiyatların daha yukarıda olması gerekiyor. Memleket büyüdüğünde ve faizler düştüğünde dünyada konut fiyatları artmış, Türkiye'de o mertebede artmadı. Şu anda hala 2008-2009 mertebelerinde fiyatlarla satış yapılıyor. 2008-2009 ve 2010'daki daralma neticesinde firmalar konut satışı yapabilmek için o baskıyı üzerlerine aldılar ve hala tutuyorlar. Ama öte taraftan da işçilik ve malzeme fiyatlarına son 3 senenin enflasyon artışı geldi. Bir noktada bütün bunların yansıtılması gerekecek. Biz ne yapıyoruz, tutuyoruz, sıkıyoruz ama öte taraftan faiz oranlarının da tutulması, yükseltilmemesi gerekiyor'' diye konuştu.

Kaynak: Anadolu Ajansı