Hem piyasa canlansın, hem vatandaş sevinsin.
İngiltere'de mortgage krizi nedeniyle devlet bir dizi tedbir alırken, aynı olay bizim ülkemizde yaşansa aceba ne olurdu?
Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden biri olan İngiltere, ABD ile birlikte uzun süredir yaşanan mortgage krizinden en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Özellikle emlak piyasasının gelişmişliği ile bilinen ülkede kriz patlak verdiğinden beri her şey tepetaklak olmuş durumda.
Krediyle ev alanlar borçlarını ödeyemiyor. Bankalar evlere el koyuyor. Fiyatlar sürekli düşüyor. Öyle ki, İngiltere’de ev fiyatları 1930’lu yılların başında yaşanan büyük ekonomik krizden bu yana en büyük yıllık düşüşü kaydetti. Geçen yıl ağustos ayından bu yana fiyatlarda yüzde 12,7 oranında değer kaybı yaşandı.
Genel ekonomik göstergelerde İngiliz vatandaşlarının alım gücü de gün geçtikçe düşüyor. Bu da İngiliz vatandaşların uluslararası yatırım yapmaları nedeniyle diğer ülkeleri de etkiliyor. Henüz resmi veriler açıklanmasa da İngiliz vatandaşlarının diğer ülkelerde yaptıkları gayrimenkul yatırımlarının azaldığını söyleyebiliriz.
Tüm bu olumsuz gelişmelerin peşinden İngiliz hükümeti hem emlak piyasasını canlandırmak hem de bu sayede genel ekonomik göstergeleri iyileştirmek için bir dizi tedbirler paketi hazırladı. Şimdi bu paketin içeriğine bakalım:
Değeri 175 bin sterlinin altında olan evler için önümüzdeki bir yıl boyunca alım-satım vergisi alınmayacak. Bu uygulama sonucunda, ailelerin 1750 sterlin kar etmeleri öngörülüyor.
Ayrıca, ilk kez ev satın alacak olan, peşinat ödemekte güçlük çeken ve yıllık geliri 60 bin sterlinin altındaki ailelere evin değerinin yüzde 30’una kadar faizsiz kredi sağlanacak.
Bu şekilde konut alımı kolaylaşacak. Ekonomi de canlanacak ama bizi asıl ilgilendiren nokta vatandaşların daha kolay şartlarda konut sahibi olmaları.
Diğer taraftan ise İngiliz muhalefeti bu pakete itiraz ediyor. İlginç noktada burada zaten!
Muhalefet itiraz ediyor ama nasıl?
Muhafazakar olarak nitelendirilen muhalefet, hükümetin aldığı bu tedbirleri aslında savunuyor, ancak bu önlemlerin yetersiz olduğu görüşünde. Mesela İngiliz muhalefeti ‘Sadece değeri 175 bin sterlinin altında olan evlerden değil, 250 bin sterline kadar olan evlerden de alım-satım vergisi alınmamalı’ diyor.
Her ne kadar İngiltere’de tüm bu hamleler seçim yatırımı olarak nitelendirilse de hükümetin aldığı tedbirler ve muhalefetin yaklaşımı bizim hiç de alışık olmadığımız bir tabloyu ortaya koyuyor.
Biz de ise durum içler acısı. Teşviksiz çıkan mortgage yasası çıktığı gibi raflarda kaldı. Vatandaşa ne bir faiz indirimi ne de vergi muafiyeti getirildi. Aksine alım-satım vergileri artırılarak vatandaşın konut almaması için her şey yapıldı.
Henüz dünyada mortgage krizi sona ermedi. ABD ve İngiltere’de bankalara ve dev mortgage şirketlerine el koyulurken, krizin birkaç yıl daha sürmesi bekleniyor. Kriz, ABD ve İngiltere’de olunca haliyle tüm dünyayı etkiliyor.
Biz, çok ciddi etkilerini hissetmedik ama muhtemel krizde hükümetin alacağı tedbirleri ve muhalefetin göstereceği yaklaşımı büyük bir merakla bekliyorum.
Kaynak: Milliyet