Global likidite mevduat ve kredi faizinde düşüşe izin vermez
Kredi krizi ve ABD ekonomisindeki resesyon beklentileri nedeniyle bankaların yurtdışından finansman bulmakta zorlanabileceği söyleniyor. Artan finansman maliyetleri nedeniyle de içeride hem mevduat hem de kredi faizlerinde kısa vadede düşüş beklenmiyor.
Uluslararası piyasalarda yaşanan çalkantıya başlı olarak yurtdışı finansman olanaklarının azalması nedeniyle Türkiye'de mevduat ve kredi faizlerinde kısa vadede bir düşüş beklenmiyor. Yapı Kredi Stratejik Planlama ve Araştırma Bölümü Başkanı Ahmet Çimenoğlu, yurt dışından finansman imkanlarının geçtiğimiz yıllara göre daha kısıtlı olmasının, iç piyasadan kaynak arama ihtiyacını doğuracağını, bunun mevduat faiz oranlarının düşmesini zorlaştıracağını söyledi.
Mevduat faizlerinin geçtiğimiz yıl sonunda Merkez Bankası faizleri indirdiği halde düşmediğine dikkat çeken Çimenoğlu, bunda bankaların yıl sonu hacim hedefleri nedeniyle rekabetlerinin etkili olduğunu, faizlerini yüksek tutarak mevduat hedefini gerçekleştirmek istediklerini vurguladı.
Bu yılın başında sınırlı da olsa faizlerde bir düşüş görüldüğünü belirten Çimenoğlu, Merkez Bankası'nın bu yıl faizleri daha çok yılın ikinci yarısında, eylül-ekim ayında düşürmesini beklediklerini aktardı. Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ara vereceğini düşündüklerini belirten Çimenoğlu, şunları söyledi:
"Belki şubat ayında bir kez daha indirecek ve daha sonra ara verecek. O çerçevede bankalar da mevduat faizlerini pek de aşağıya çekmek istemeyecektir. Bu arada, yurt dışından finansman olanaklarının geçtiğimiz senelere göre daha kısıtlı olması, iç piyasadan kaynak arama ihtiyacını doğuracaktır. Önceden yurt dışında çok daha ucuza rahat borçlanılırdı. Şimdi yine borçlanılacak, ancak (içerden bulmasak da olur, dışardan nasıl olsa borçlanırız) gibi olmayacak. Kaynak temininde biraz daha içeriye bakılacak. Bu, mevduat faizlerinin düşmesini zorlaştıracak. O yüzden mevduat faizlerinde düşüş olur, ama sınırlı düşüş olur. Yükseliş olmasını şu an itibarıyla beklemiyoruz."
Ahmet Çimenoğlu, şu andaki verilere bakıldığında resmi olarak mevduat faiz oranlarının 15,5 civarında olduğuna işaret ederek, 2008 yılında bu seviyeleri koruyacağını ve yıl sonuna doğru bunun biraz altına inebileceğini kaydetti.
Risk primi henüz artmadı
Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Birim Müdürü Ali İhsan Gelberi de YTL'de Merkez Bankası faiz oranlarına paralel değişiklikler olduğunu ve risk priminde bir farklılaşma gözlemlemediklerini ifade etti. ABD Doları'nda da düşen baz, yani FED faiz oranlarının etkisiyle nihai mevduat faiz oranlarında bir artış eğilimi gözlemlemediklerini belirten Gelberi, önümüzdeki dönemde, bugünden öngörülebilir bir likidite daralması beklemediklerini, bu bağlamda, yabancı para likiditesindeki gelişmelerin yurt dışındaki gelişmelerle paralel bir seyir izlemesini beklemek gerektiğini kaydetti. Sistemdeki YTL likiditesinin yeterli olduğuna işaret eden Gelberi, bu konuda bir sıkıntı yaşanması durumunda son kaynak sağlayıcı olarak Merkez Bankası'nın devreye gireceği beklentisinin piyasalara hakim olduğunu aktardı. Enflasyonda beklentilerin üzerinde rakamların çıkmasının, bankaların konut ve taşıt kredisi faizlerini belirlemede etkili olacağını ve bu konuda daha temkinli davranmaya iteceğini belirten Gelberi, sonuçta beklenenden yüksek gelen her enflasyon verisinin, piyasaların Merkez Bankası tarafından yapılması muhtemel faiz indirimi beklentisini azaltacağını belirtti. Bankacılıkta yükselen maliyetlerin kredi faizlerine yükseltici bir etki yapmamasının mümkün olmadığına dikkat çeken Gelberi, bunu yabancı para birimine dayalı işlemlerde şimdiden gözlemlemeye başladıklarını ifade etti.
Kredilerde büyüme sürecek
Akbank Bireysel Bankacılık Pazarlama Bölüm Başkanı Cem Muratoğlu ise 2008 yılının bankalar açısından taşıt, konut ve diğer bireysel kredilerde en az 2007 kadar büyüme projekte edildiği bir yıl olduğunu, ortalama yüzde 30 gibi bir büyüme hedefi bulunduğunu aktardı. Pazarda konut kredileri ve tüketici kredilerinde yüzde 40 civarında büyüme öngördüklerini, bu büyüme tahminlerinde henüz bir değişliklik olmadığını belirten Muratoğlu, "Şayet dünyadaki likidite sıkışması devam eder ve fiyatlamaları yukarı taşırsa, özellikle konut kredilerinin kısmen veya tamamen yurt dışı kaynaklar ile fonlanması nedeniyle etkilenmesi normal. Fiyatlarda en azından indirim olmayacaktır. Ancak bu gelişmelerin geçici olması halinde ise kademeli indirim ileride beklenebilir" dedi.
Türkiye'nin kendi dinamikleri olan bir ülke olarak tüketime dayalı kredi üretiminde büyümeyi kısmen de olsa devam ettireceğinin altını çizen Muratoğlu, Akbank olarak 2008 kredi hacmi hedefinde herhangi bir değişiklik yapmadıklarını, öngörüler doğrultusunda planları yürüttüklerini vurguladı.
Kredi krizi ve ABD ekonomisindeki resesyon beklentileri nedeniyle bankaların yurtdışından finansman bulmakta zorlanabileceği söyleniyor. Artan finansm...
Kaynak: Anadolu Ajansı