Gayrimenkule 5 milyar $’lık yatırım kapıda bekliyor

25/09/2007

Vergi Konseyi’nin raporunda, gayrimenkule yatırım yapmak isteyen 5 milyar dolarlık yabancı fon bulunduğu, ancak yeterli arsa ve alan üretilemediği için bu fonların gelemediği belirtildi.

Vergi Konseyi, yeni Gelir Vergisi Kanunu’nun yazılım çalışmaları kapsamında, bu vergiyle ilgili çeşitli gelir unsuru ve faaliyet alanlarıyla ilgili tespit ve değerlendirme çalışmasında bulundu. Özel Çalışma Grupları toplantılarında, gayrimenkul sermaye iratlarındaki durum da masaya yatırıldı. Konuyla ilgili oluşturulan Çalışma Grubu’nun raporunda, ülkemizde gayrimenkule daha fazla yatırım zorunluluğuna dikkat çekilirken, bunun için yabancı fonlardan da yararlanılabileceği vurgulandı. Çalışma Grubu’nda, gayrimenkul sermaye iratlarıyla ilgili ortaya konan tespit ve değerlendirmede, “Türkiye’ye gelmek isteyen 5 milyar dolarlık fonlar bulunuyor. Ancak yeterli arsa ve alan üretilememesi, fonların gelişini olumsuz etkiliyor” denildi. BİN KİŞİYE 29 METREKARE DÜŞÜYOR Vergi Konseyi, Türkiye’de her bin kişiye 29 metrekare gayrimenkul düştüğünü ve bu oranın en az 10 kat artırılması gerektiğini bildirdi. Konsey, kira gelirlerinde indirim ve istisnalar kaldırılarak, düz oranlı vergileme uygulanabileceğini belirtti. Burada ticari ve konut farkı gözetilerek, dual sistem çerçevesinde yüzde 10 veya yüzde 15’lik vergi oranı üzerinde durulabileceğini vurgulayan Konsey, yine sermaye kazançları çerçevesinde, tek oranlı ve menkul sermaye iratlarına bağlı bir vergilemeye gidilebileceğini kaydetti. Çalışma Grubu’nda, gayrimenkul sermaye iratlarıyla ilgili ortaya konan tespitlerin bazıları şöyle: Türkiye’de gayrimenkul envanteri için belediyelerdeki vergi bankalarından da yararlanılabilir. İstanbul’un yüzde 52’si kaçak olduğundan envanter çıkarılamıyor. 5 BİN UZMANA İHTİYAÇ VAR Vergi tarifesinin yüksek olması, kar oranının düşüklüğü yani amortisman süresinin uzun olması, vergilendirilmiş kazancın tekrar vergilendirilmesi (tasarrufların vergilendirilmesi, ülkenin yüzde 75- 80’inin gecekondu durumunda olmasından dolayı yatırıma ihtiyaç duyulması, sektörde kayıtdışılığı doğuran sorunlar arasında). Mortgage Kanunu gereği 4-5 bin değerleme uzmanına ihtiyaç bulunuyor. Ancak kurulan değerleme büroları, rayiçlerin düşük olması nedeniyle büyüyemiyor. Bu büroların teşviki gerekli. KİRACILAR DA KORUNMALI Gayrimenkuldeki kayıtdışılığa da işaret edilen raporda, kiracı-ev sahibi ihtilafları için Borçlar Kanunu’nda değişiklik yapılarak, beyan edilen tutarın esas alındığı bir düzenleme getirilebileceği, beyanın üzerindeki kira tahsiline de engel olunabileceği kaydedildi. Raporda şunlar ortaya konuldu: Problem, mevzuattan çok, kira ve satış gelirlerindeki kayıtdışılıktan kaynaklanıyor. Emlak Komisyonculuğu Kanunu çerçevesinde, kontratın belli bir makamın onayından geçirilmesi gibi otokontrol tedbirlerinin uygulanması gerekmekte. GMSİ’de (gayrimenkul sermaye iradı) gayrimenkullerle ilgili değer tespitleri yapılarak, yıllık getirileri de saptanabilmeli. Mevcut değerleme sisteminde istismarlar bulunuyor. Kiralık konut tespitinde, muhtarlık kayıtlarından yararlanabilir. Burada kira değerlerini belirlemek mümkün olmuyor. Ancak yine de öncelikle kiralık konutlar belirlenerek, kişilerin beyanname vermesi sağlanmalı. GMSİ’deki vergi yükü, kiracıya yansıyor. Kiraların piyasa değerinde olması da önemli bir husus. Türkiye’de kiralık konut üretimi teşvik edilmeli. Kiracıların da korunduğu ortamda bir denge kurulmalı. 2 kişi arasında yapılan kira sözleşmesinin bir 3. kişiye onaylatılması suretiyle, kayıtdışının psikolojik etkiyle azaltılması söz konusu olabilir.
Kaynak: Bugün