Emlak Vergisine Vergi Muafiyeti Önerisi

18/11/2019

Coldwell Banker Türkiye Ülke Başkanı Gökhan Taş, "2020'de uygulanmaya başlanacak emlakta %35 gelir vergisi sektör için risk oluşturuyor. Bunun en azından bir defaya mahsus vergi muafiyeti olması lazım." dedi.

İlgili yasa tasarısında, son 5 yıl içinde edinilen emlakı elde çıkaranların, satın alırkenki rayiç bedel ile sattığı değer arasındaki farkın %35'ini gelir vergisi ödeyeceğini aktaran Taş, "Örneğin 600.000’lik konutun rayiç bedelini 300.000 olarak gösteren bir vatandaşın bu konutu 700.000 liraya sattığını düşünürsek, rayiç bedel üzerinden üretici fiyat endeksi ile hesaplanan 300.000 liralık konutun bugünkü değerinin de 400.000 lira olduğunu varsayarsak, arada 300.000 liralık bir fark oluşuyor. Bu rakamın %35'ini, yani 105.000 lirasını vatandaş gelir vergisi olarak ödemek durumunda kalacak." ifadelerini kullandı.

Taş, Türkiye'de 160 milyar lira değerinde gayrimenkulün 110 milyar lira rayiç bedelle satıldığını, belediye rayiç bedeli ile gerçek bedel arasında önemli bir fark olduğunu dile getirdi.

Bugüne kadar bunun hiç sorgulanmadığını savunan Taş, şunları kaydetti: "Herkes tapuyu rayiç bedelden gösterdi. Satma gibi bir durumda aradaki tüm farkın %35'ini vergi olarak ödenmesi satışlara darbe vurur. Piyasa tıkanır. Bunun en azından son 5 yıl içinde alınmış gayrimenkullere yansıtılmaması, bir defaya mahsus vergi muafiyeti olması lazım. Yoksa alım satım olmaz. Çünkü ikinci el satılırsa sıfır satılır. İkinci el olmazsa sıfır da satılamıyor. Sıfır konut almaya yatkın olanlar, 4-5 senedir gayrimenkul alanlar. İşin şirketsel tarafında ise başka bir resim daha var; Şirket edindiği karı sermaye artırımında kullanmazsa ettiği kara ne zaman olursa olsun vergi çıkıyor. Dolayısıyla bir süre konulması lazım. Bunu kimse dile getirmiyor ama yeni yılda bu herkesin karşılaşacağı bir sorun olacak."

Desteklerle Sıfır Konut Satışı Artacak

Gökhan Taş, son 5 yılda 500.00'den 2,5 milyon konut satıldığı bilgisini vererek, bunların yarısının bir daha satılmak üzere alınmış konutlar olduğuna işaret etti.

Söz konusu satışın gelir vergisi uygulamasıyla tıkanmasının olumsuz bir sonuç doğuracağını vurgulayan Taş, şunları ifade etti:

"Son 5 yılda ev alanlar kural dışı oynamadı. İnsanların canını ek %2 vergi bile yakarken %35 piyasayı çok olumsuz etkiler. Bu konuda bir kereye mahsus muafiyet olduğunu düşünürsek ve faizlerin %1'in altında seyrettiği tablo devam ederse 2020'de konut satışları 2019'un %25 üzerinde seyreder. Tabi piyasayı canlandırmak için ilk kez tapu alanlara tapu harcının belki %1'e indirilmesi, KDV'nin %1'e indirilmesi gibi destekleyici uygulamalar da getirilebilir. Bu uygulamalar da sıfır daireler için olursa sektörümüz tamamen hareketlenir. Sıfır konut satışları da 2020'de böylece 500.000 bandını aşar."

Konut Kredisi Faiz İndirimleri Satışları Arttırdı

Gökhan Taş, Eylül 2019'da 146.000 konut satışıyla Cumhuriyet tarihi rekorunun kırıldığını anımsattı.

Konut satışlarında ekimde de eylül ayına benzer seviyelerin gerçekleşeceği öngörüsünde bulunan Taş, "Bu yılın 8 ayı ciddi anlamda kötüydü, ancak ağustosta faizlerin %1'in altına düşmesiyle psikolojik eşik aşıldı. Gayrimenkul sektörü moralite ile eşdeğer. Bu eşik aşıldığı için son 2-3 aydır ciddi bir ivme yakalandı. Dolayısıyla geçen yıl 1,4 milyon konut satılmıştı, bu yıl rakamın her şeye rağmen 1,1 milyona ulaşacağını öngörüyorum. Faizler inmeseydi, toplam yıllık satış 900.000’de kalırdı. Sadece faiz indirimlerinin bu yılki toplam konut satışına 200.000’lik katkısı olduğunu görüyoruz." değerlendirmelerini yaptı.

Taş, Türkiye için gayrimenkul sektörüne yönelik balon tarifinin doğru olmayacağını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Amerika'da konut kredisi ipoteğe dayalı veriliyor. İpotek değeri 1 milyonsa tamamına kredi kullandırılabiliyor. Hatta ipotekli gayrimenkulde değer artışı olursa ek kredi kullanılabiliyor. Ancak Türkiye'de kredi gelire dayalı veriliyor. 1 milyon liralık ipoteğiniz de olsa geliriniz esas alınıyor ve en fazla %80'ine kadar kredi verilebiliyor. Dolayısıyla kredi yüzünden ülkemizde bir batma riski yok ama oluşturulan algıyla ederinin üzerinde fiyatların olduğu bölgeler var.

Özellikle Emlak Konut ve TOKİ'nin hasılat paylaşımı ve kat karşılığıyla yaptırdığı işlerde (markalı konut sektörü) metrekaresi 8.000 - 9.000 lira etmesi gereken yerlerin 12.0000 - 13.000 liraya çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla metrekaresi 8.000 lira ve üzeri olan yerlerde ikinci ellerde de bir durgunluk var. Batı Ataşehir, Maslak - Levent bölgesi, Beylikdüzü'nde yabancılara satış yapılan bölgeler örnek olabilir ama metrekaresi 4.000 - 8.000 lira olan yerlerde satış durmuyor. 4.000 liranın altında ise talep var, arz yok."

Kaynak: AA