Dask'lı Konut Sayısı 6 Milyona Çıkar

15/02/2012

Türkiye'de toplam DASK'lı konut sayısı ise 3 milyon 750 bini aştı. 3-4 yıl içinde konut sayısını 6 milyona çıkar.

23 Ekim 2011 tarihinde Van'da meydana gelen, büyük hasar ve acılara neden olan depremin üzerinden yaklaşık 4 ay geçti. Doğal felaketler sonrasında ortaya çıkan en önemli sorunların başında barınma konusu geliyor. DASK'ın güncel verilerine göre sigortalanabilir toplam konut sayısının 80 binin üzerinde olduğu Van ilinde deprem öncesindeki verilere göre 7 bin civarında ve yüzde 7 oranında olan sigortalı konut sayısı 13 Şubat 2011 tarihi itibariyle 15 bine yaklaştı. Bu rakamlar gösteriyor ki yine sigortanın önemini acı bir ders yaşayarak öğrenmeye devam ediyoruz.

Bölgede deprem sonrasında vatandaşların Zorunlu Deprem Sigortası'na olan ilgisinde önemli bir artış olduğu dikkat çekiyor. Depremin meydana geldiği 23 Ekim 2011'den 2 ay önce 98 bin 164 olan Doğu Anadolu Bölgesi genelindeki toplam sigortalı konut sayısı, bugün itibariyle yüzde 21 artarak 118 bin 904'e yükseldi. Bölgede daha önce büyük depremler yaşamış Erzincan ve Bingöl gibi illerdeki sigortalılık oranlarının ortalamanın üstünde olması ise dikkat çelen bir başka konu. DASK verilerine göre Doğu Anadolu Bölgesi'nde sigortalanabilir toplam konu sayısı 732 bin 310 adet.

Bölgedeki iller bazında ise depremin merkez üssü Van'da, zorunlu deprem sigortasındaki artış oranı yüzde 100'ü geçti. Depremden önce 7 bin 17 konutun sigortalı olduğu Van'da, bugün itibariyle bu sayı 14 bin 465'e yükseldi. Depremin en çok hissedildiği Van'ın komşu illerinde de sigorta yaptırma oranlarında büyük artışlar gözlendi. Van'ın sınır komşusu Hakkari'de deprem öncesinde bin 300 civarında olan sigortalı konut sayısı bugün itibariyle 2 bin 825'e, diğer sınır komşuları Bitlis'te 3 bin 915'den 6 bin 729'a, Ağrı'da ise 3 bin 580'den 4 bin 946'ya çıktı. Sigorta sayısındaki en az artış ise Kars'ta oldu. Kars'ta deprem öncesi 3 bin 874 olan rakam bugün itibariyle sadece 3 bin 938'e ulaşabildi.

Türkiye genelinde Zorunlu Deprem Sigortası olan konut sayısı ise son bir yılda yüzde 12 artarak 3 milyon 731 bin 986'ya ulaştı. 2011 yılı sonu itibariyle ülkedeki 12 milyon 988 bin 669 konutun yüzde 28,7'sinin zorunlu deprem sigortası bulunuyor. 1 Ocak 2012 tarihinden 13 Şubat 2012 tarihine kadar olan son 1.5 aylık dönemde ise 405 bin adet ZDS poliçesi kesildi.

En Büyük Tazminatımızı Ödeyeceğiz

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, Van depremi sonrası gelinen durum hakkında DÜNYA'ya açıklamalarda bulundu. Yazıcı, söz konusu deprem sonrasında tazminat ödemesi çalışmalarına hızla devam ettiklerini ve 8 Şubat 2012 itibariyle 7.361 adet hasar ihbarı aldıklarını belirterek, "Bu sayının yüzde 91'i Van ilinden, yüzde 9'u çevre illerden. İlk depremin üzerinden iki hafta geçmeden tazminat ödemelerine başladık. Bugün itibariyle zorunlu deprem sigortası bulunan hasarlı konutlar için 39 milyon liraya yakın hasar ödemesi yaptık. Toplam tazminat ödemesinin 70 milyon TL'ye yakın olacağını öngörüyoruz. Van'a yapılacak toplam ödeme DASK'ın kuruluşundan beri tek bir depremde ödediği en yüksek tazminat olacak" dedi.

Önemli Olan Artışta Süreklilik Sağlamak

Bu yıl meydana gelen depremlerde DASK'ın tazminat ödemelerinde gösterdiği hassasiyet ve sigortalıların memnuniyetinin poliçe sayısındaki artışa da olumlu yansıdığının altını çizen Yazıcı, "Zorunlu deprem sigortalı konutların sayısı 3 milyon 750 bini aştı. Hedefimiz, 3-4 yıl içinde deprem ve sigorta bilincini artırmak üzere hayata geçirdiğimiz projelerle sigortalı konut sayısını en az 6 milyona çıkarmaktır. Zorunlu deprem sigortalı konutların sayısının, bu dönem yasalaşması ihtimali çok yüksek olan afet sigortası kanun tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçmesinden sonra daha hızlı artmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye genelinde sigortalılık oranında artışın devam ettiğine işaret eden Selamet Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,5 civarında bir artıştan bahsedebiliriz. Bunda yaşanan Van depreminin de büyük etkisi bulunmakta, depremin ardından ülke genelinde poliçe artış oranı yüzde 5 seviyelerine ulaştı. Depremlerin sonuçları oldukça üzücü, ancak bu deneyimleri toplumsal bilincimiz ve afete hazırlığımızı artırmak için değerlendirmek gerekiyor.

Yaşanan olaylar sigortalılık oranında belli bir artış sağlıyor. Ancak önemli olan, bu artışın sürekliliğini sağlamak ve felaketler olmadan önce sigorta yaptırma bilincini toplumda yerleştirmek. Bunun yolu yoğun bir toplumsal bilinçlendirme programından geçiyor. DASK olarak son yıllarda bu konuda hem yerel düzeyde hem de ulusal çapta önemli projeler gerçekleştirdik. Fakat bu konunun tüm kesimler ve toplum önderleri tarafından önemle sahiplenilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor."

Projelerimiz Hız Kesmeden Sürüyor

Zorunlu Deprem Sigortası'nın toplumsal bir proje olduğuna dikkat çeken Yazıcı, "Bu projeye tüm ev sahiplerinin dahil edilmesi için herkesin ortak görev anlayışıyla buna destek sağlaması gerekiyor. Sigorta şirketleri ve aracılarının yanı sıra kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, kanaat önderleri, yerel yöneticiler ve medyanın da sigorta çözümünü desteklemesi ve DASK'a yardımcı olması gerekiyor. Bu desteği daha da artırmak amacıyla bu yıl da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Deprem riski yüksek merkezlerde depremin ve zorunlu deprem sigortasının önemine ilişkin bilinç oluşturacak yüz yüze iletişim faaliyeti yürütülmesine öncelik veriyoruz.

Bu kapsamda 2012'de de, son iki yıldır olduğu gibi, deprem simülasyon donanımına sahip Fay Hatları TIR'ımızla deprem riski yüksek il ve ilçeleri dolaşıp deprem ve zorunlu deprem sigortası eğitimi vermeye devam edeceğiz. Bu kez okullara, işyerlerine daha uzun ziyaretler yapıp şimdiye kadar oluşturduğumuz bilinç ve farkındalığı derinleştirmeye çalışacağız. Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor yarışmasının sonuçlarını da Mart ayında açıklamayı planlıyoruz. Ayrıca deprem ve sigorta bilincini yaygınlaştırmak için sosyal medyayı da önemli bir mecra olarak görüyoruz. Geçen yıl Mayıs ayında yayına giren Facebook sayfamız kısa sürede 26 bini aşkın üyeye ulaştı" dedi.

Afet Sigortası Kanunu Hızla Artış Sağlar

Üçüncü şahsı teminat altına alan sorumluluk sigortalarında cezai yaptırımın anlamlı olmakla birlikte kişinin kendi evini sigortalamasında cezai yaptırım yerinde bir uygulama olmadığını belirten Selamet Yazıcı, ancak çeşitli hizmetlerin sunumunda bu sigortanın yaptırıldığının kontrol edilmesinin kesinlikle gerekli olduğunun altını çizdi. "Halen tapu işlemlerinde ve konut kredilerinde bu kontrol yapılıyor" diyen Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu yıl yasalaşmasını beklediğimiz afet sigortası kanun tasarısında ilave kontrol noktaları öngörülüyor. Bu yeni kontroller sayesinde zorunlu deprem sigortalı konutların sayısının çok daha hızlı artmasını bekliyoruz. Aynı zamanda ihtiyaç duyulması halinde ve sigorta sektörünü destekleyici mahiyette fırtına, sel, terörizm gibi diğer afetler için de DASK, sigorta veya reasürans teminatı sunabilecek hale gelmektedir.

Kaynak: Milliyet