Ayda 2 bin 500 YTL geliri aşamayan için konut hayal

Türkiye’de ortalama hane geliri 2 bin 500 YTL civarında. Bugün ortalama bir apartman dairesi almak isteyen tüketicinin bu hane geliri ile taksit ödemesi olanaksız görünüyor. Bu nedenle hem gelirde artış hemde faizlerde düşüş gerçekleşmesi gerekiyor. Merkez Bankası’nın her ay açıkladığı tüketici güven endeksi de bunu açıkça ortaya koyuyor. Merkez Bankası’nın Mayıs ayı tüketici güven endeksi verilerine göre tüketicilerin yüzde 92.5’inin gelecek 12 aylık dönem içerisinde, konut satın alma olanağı bulunmuyor. Türkiye’de ortalama hane geliri artamadıkça ve konut kredilerinde faizler yüzde 1’in altına gerilemedikçe konut alımındaki artışın sürmesi mümkün görünmüyor. Merkez Bankası’nın her ay açıkladığı tüketici güven endekside bunu açıkça ortaya koyuyor. Son 3-4 ayda açıklanan veriye göre Türkiye’de tüketicilerin yüzde 92’sinin konut ve taşıt alma ihtimali bulunmuyor. 2005’TE KREDİ KULLANIMI HIZ KAZANDI Türkiye makroekonomideki iyileşme ve siyasi istikrarla birlikte 2005 ve 2006’nin ilk yarısında çok olumlu bir tablo yakaladı. Bu olumlu tablo ile enflasyon ve faizlerdeki düşüş tüketicileri de mutlu etti. Özellikle Türkiye’nin yabancı olduğu uzun vadeli borçlanma ilk kez iki yıl önce tüketicinin gündemine girdi. Taşıt alımlarında tercih edilen kredi kullanımı konut kredi faizlerinin de ilk kez yüzde 1 seviyelerine inmesiyle birlikte konuta da kaydı. Böylece yaklaşık 600 bin kişi kredi kullanarak konut edindi. Böylece konut kredi portföyü de geçen yıl 22 milyar düzeyini aştı. MORTGAGE’DE HAYALİ GERÇEKLEŞTİRMEDİ Ancak geçen yıl mayıs ayında global piyasalarda yaşanan dalgalanma bu tabloyu bozdu. Mayıs ayı öncesinde yüzde 1 seviyesine gerileyen ve ortalama hane geliri 2 bin YTL’yi geçmeyen Türkiye’de tüketicilerin konut edinme hayallleri faizlerin yeniden yüzde 2’ye çıkmasıyla ortadan kalktı. Birçok tüketici bu hayalini rafa kaldırırken, bu kez tüketiciler dünyada düşük faizle uygulanan mortgage’a bel bağladı. Ancak bu yıl mart ayında yasalaşan mortgage’da tüketicinin ’kira öder gibi ve sahibi olma’ hayaline cevap vermedi. 2007 yılı Haziran ayına gelindiğinde ise kredi kullanımı ancak geçen yılın nisan ayını yakalayabildi. Sektörde faizler 1.35 seviyelerinde seyrederken, haftalık kredi kullanımı ise ancak 250 bin YTL ile sınırlı kaldı. FAİZLER DÜŞMELİ HANE GELİRİ ARTMALI Bankacılar, kredi kullanımının sadece faizlerin seyrine endeksli olmadığını savunarak, Türkiye’de ortalama hane gelirine dikkat çekerek şunları söylüyor: "Türkiye’de ortalama hane geliri 2 bin 500 YTL civarında. Bugün ortalama bir apartman dairesi almak isteyen tüketicinin bu hane geliri ile taksit ödemesi olanaksız görünüyor. Bu nedenle hem gelirde artış hemde faizlerde düşüş gerçekleşmesi gerekiyor" dedi. Merkez Bankası’nın her ay açıkladığı tüketici güven endeksi de Türkiye’de konut edinebilme olanağını açıkça ortaya koyuyor. Merkez Bankası’nın en son açıkladığı ve Mayıs ayı tüketici güven endeksi verilerine göre tüketicilerin yüzde 92.5’inin gelecek 12 aylık dönem içerisinde, konut satın alma olanağı bulunmuyor. Tüketicilerin yüzde 92.4’ünün ise otomobil satın alma ihtimali bulunmuyor. Borçlanmaktan çekiniyoruz Merkez Bankası mayıs ayı tüketici güven endeksi verilerine göre kişilerin gelecek üç aylık dönemde, kendisinin veya hane halkının tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma olasılığı sorulduğunda, yüzde 75.5 olmadığı, yüzde 11.1 olabileceği, yüzde 6.6 çok yüksek olduğu, yüzde 5.2 pek sanmadığı yüzde 1.6 fikri olmadığı görüşünü ifade ediyor. Kişinin, genel ekonomik durum göz önünde bulundurulduğunda, içinde bulunulan dönemin, tasarruf etmek için uygunluğu değerlendirildiğinde; yüzde 41.9 kesinlikle uygun bir zaman olmadığı, yüzde 23.5 pek uygun bir zaman olmadığı, yüzde 16.6 oranında uygun bir zaman olduğu, yüzde 14.7 fikrinin olmadığı, yüzde 3.3 kesinlikle uygun bir zaman olduğu yanıtları alınıyor. Kişinin gelecek 6 aylık dönem içerisinde tasarruf etme ihtimali sorulduğunda; yüzde 83.1 olmadığını, yüzde 7.4 olabileceğini, yüzde 5.6 pek sanmadığını, yüzde 2.2 fikrinin olmadığını, yüzde 1.7 çok yüksek olduğunu söyledi.