Uygun fiyata ‘ev’lenmenin tam zamanı

Sonbaharı yaşadığımız şu günlerde konut sektörü bir ilkbahar sevincini tadıyor aslında… Küresel ekonomik krizin etkisiyle önemli ölçüde küçülen inşaat sektörü, krizin etkilerinin azalmaya başlaması ve faizlerde yaşanan düşüşün etkisiyle canlanmaya başladı. Eylül ayından itibaren sektördeki hareketlilik hissedilir derecede arttı. Bireysel konut ve tüketici kredileri pazarında bankaların sunduğu düşük faiz oranlarının bulunduğu şu günler, ‘ev’lenmenin ve konuta yatırım yapmanın tam zamanı… Tüketiciler bir süredir ekonomiye olan güvenin yitirilmesi nedeniyle konut alma ihtiyaç ve isteklerini beklemeye almıştı. Ancak bankaların 10 yıl vadeye de yüzde 1’in altında faiz ilan etmeye başlamasıyla birlikte talep de ciddi oranda artmaya başladı. Yüzde 0.95 düzeyine inen faiz oranları, kriz öncesi ve 2004-2005 yıllarındaki düzeylere geriledi. Bankalar, kendilerine yöneltilen yüksek komisyon ve dosya masrafı gibi eleştirileri de dikkate alarak bu tür masrafları asgari seviyeye indirdiler. Bu da elbette konut kredisi maliyetini nispeten azaltan bir faktör oldu. Faizlerin kısa vadede daha fazla düşmeyeceğini ve artan taleple birlikte yakın dönemde konut fiyatlarının zamlanacağını düşünürsek, şu an konut alımı için oluşan bu uygun dönemi kaçırmamak gerektiği ortada… Konjonktürün de konut alımı için uygun olduğu bu dönemde, inşaat firmaları çok uygun fiyatlı ve özel ödeme koşullarına sahip kampanyalar üretiyor. Bu da kaçırılmaması gereken fırsatlar yaratıyor. Elbette bir ev almak kararı kolay verilebilecek bir karar değil. Bütçenize uygun olmasının yanı sıra kendini amorti edebilecek ve gelecekte değer kazanacak projelere öncelik tanımak gerekiyor. Kaliteli ve referanslı projeleri tercih etmek garantili bir yatırım yapmanın kurallarından biri. Yatırımcılar için gelişmekte olan bölgelerde hayata geçirilen konut projeleri çok cazip bir fırsat… Özellikle Anadolu yakası kentsel dönüşüm alanlarının yüksek prim potansiyeli taşıdığını düşünüyorum. Nereden konut almalı? Doğru yerde yatırım için bölge imar planlarını ve lokasyonu çok iyi analiz etmek gerekiyor. Örneğin Anadolu yakasında Kartal, Maltepe, Pendik, Kurtköy gözde merkezler olma yolunda ilerliyor. Bu bölgeler, gerek depreme karşı sağlam zemini gerek TEM’e, E-5’e, İDO iskelelerine yakınlığı ve inşası süren Kadıköy-Kartal hafif metro hattı sayesinde oluşan ulaşım kolaylığı gerekse çevresinde pek çok alışveriş merkezi bulunması sebebiyle çok değer kazandı. Sabiha Gökçen Havalimanı ile Formula-1 Pisti de talebin bu bölgelere kaymasında önemli bir faktör oldu. Avrupa yakasında ise Bahçeşehir, Başakşehir, Esenyurt gelişen bölgeler arasında yer alıyor. Bir konut veya gayrimenkul yatırımı yapmadan önce dikkatli incelenmesi gereken temel bölgesel göstergeler; konum, ulaşım ve alternatif ulaşım kanalları, nüfus artışı, sosyal ve ticaret alanlarının yakınlığı, kamu yatırımları ve altyapı durumudur. Bahsettiğim bu ilçeler ve semtler temel göstergeleri açısından olumlu olan yerler. Hem yaşam değeri hem de yatırım değeri sunan bölgeler. Her yıl 600 bin konut açığının doğduğu ülkemizde inşaat sektörünün geleceği çok parlak. Bu yüzden konuta yatırım yapanlar her zaman kazanacak. Konutun baharını kârlı bir yatırımla değerlendirmek isteyenler, uzun süredir ev sahibi olmayı bekleyenler, evlilik hazırlıklarında olan çiftler için bu dönemin en uygun fırsat olduğunun altını çizmek istiyorum. Unutmayın, doğru projeden, doğru evi, en uygun fiyata almak için çok fazla zamanınız yok…