Türk Lirası Ekim Ayında En Çok Kaybeden Para Birimi Oldu
Türk Lirası Ekim ayında politik riskler karşısında önde gelen dövizler arasında en fazla değer kaybeden para birimi oldu.
Suriye'nin kuzeydoğusuna başlatılan Barış Pınar Harekatı sonrası Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerden gelen yaptırım tehditleri Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında gerilemesine yol açtı.
Yükselen ekonomilerdeki para birimlerinin ortalama endeksini gösteren MSCI Yükselen Piyasalar Döviz Endeksi dolar karşısında ekim ayı başından bu yana %1,3 oranında değer kazanırken Türk Lirası %5 oranında düştü.
Yükselen ekonomi para birimlerindeki artış genel olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında imzalanan kısmi ticaret anlaşmasından kaynaklanırken Türkiye'ye yönelik yaptırım tehditleri Lira'nın ters yönde seyir izlemesine yol açtı.
ABD Başkanı Donald Trump pazar günü Ankara'nın fazla ileri gitmesi halinde "büyük bir yaptırımın" yolda olacağını söyledi.
Avrupa Birliği ülkeleri de Türkiye'ye silah ihracatını durdurma kararı alırken pazartesi yapılan toplantıdan ortak bir ambargo kararı çıkmadı.
Yatırım bankaları da Türk Lirası hakkında olumsuz görüşler bildirdi. JP Morgan Türk Lirası'nı Rus Rublesi ile birlikte politik belirsizliklere maruz kalmaya en açık para birimi olarak gösterdi. Goldman Sachs jeopolitik riskler ve ekonomi politikaları konusunda uyarırken, Rabobank Türk Lirası'nın yeni bir kur krizinin eşiğinde olabileceğini belirtti.
Deutsche Bank Türk Lirası cinsi sabit getirili yatırım araçları üzerindeki "pozitif" görüşünü kaldırdı. Oxford Economics de Türkiye ile ilgili görünümünü düşürdü.
Rabobank'dan Piotr Matys, "Eğer Amerikan Kongresi Türkiye'ye yaptırım uygulama kararı alırsa şu anki göreceli düşük kayıplar sadece bir başlangıç olabilir." yorumunda bulundu. Ekonomik düzelme hala kırılgan. Geçen yıl sonunda durgunluğa giren Türkiye ekonomisi düzelme sinyalleri verse de hala kırılganlığını koruyor ve Türk Lirası'ndaki dalgalanmalar bu kırılganlıkların sert bir şekilde hissedilmesine yol açıyor.
Allianz , tahminlerine göre yıl sonuna kadar ödenmesi gereken 17 milyar dolar değerindeki borç ise Türk Lirası'nın olası yaptırımlar sonunda daha da gerilemesi sonucu bu yükün giderek ağırlaşması anlamına geliyor.
S&P Global uzmanlarından Frank Gill bu noktada akıllara gelen kritik sorunun ise Türk bankalarının euro ve dolar cinsi borçlarını çevirip çeviremeyeceği olduğunu belirtiyor.
S&P'nin tahminlerine göre milli gelirin yüzde 30'u civarındaki Türkiye'nin kamu borcu düşük düzeyde olurken özel sektörün önümüzdeki 12 ayda gayri safi yurt içi hasılanın %20'si kadar bir miktarı çevirmesi gerekiyor.