Projelerde ÇED Raporunun Etkisi
Bankaların Bazı Özel Kredileri Sadece Çevresel Etkiler Açısından İncelemesi Belirsizliklere Yol Açmıştır
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, bankaların bazı özel krediler alınırken bu kredileri sadece çevresel etkileri incelenmiş ve önlemleri alınmış projelere kullandırması şartı getirildiğini belirterek, "Özellikle çevresel ve sosyal etkileri nedeniyle toplumda tepkiye yol açan ve gündemde öne çıkan projeler, finansman sağlayan kredi kuruluşlarının itibarına ve markalarına zarar vermekte, telafisi zor ya da mümkün olmayan zararlara yol açabilmektedir" dedi.
Tekfen Kuleleri'nde düzenlenen "Bankacılıkta Sürdürülebilirlik" konferansında konuşan Keskin, sürdürülebilirliğin anlam yüklediği önemli bir kavramın verimlilik olduğunu, bunun sadece girdileri değil, çıktıların da etkin şekilde değerlendirilmesini kapsadığını söyledi.
Kuruluşların faaliyetlerini sürdürürken, ekonomik, toplumsal ve doğal çevre açısından sürdürülebilirlik kriterlerinin göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Keskin, "Bu gereklilik, mükemmel bir kuruluş olmanın da temel şartlarından bir tanesidir. Bu belirleme bankalar ve diğer kredi kuruluşları için de geçerlidir" dedi.
Bankalar ÇED'den Muaf Olan Projeler için de Çevresel Etki Değerlemesini Talep Ediyor
Keskin, bankaların sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetinin arttığını söyledi. Bankaların bazı özel krediler alınırken bbu kredileri sadece çevresel etkileri incelenmiş ve önlemleri alınmış projelere kullandırması şartı getirildiğini aktaran Keskin, "Özellikle çevresel ve sosyal etkileri nedeniyle toplumda tepkiye yol açan ve gündemde öne çıkan projeler, finansman sağlayan kredi kuruluşlarının itibarına ve markalarına zarar vermekte, telafisi zor ya da mümkün olmayan zararlara yol açabilmektedir" dedi.
Bu nedenle Türkiye'nin gündemindeki çevre açısından hassas yatırımların finansmanında sıkıntı yaşanmaması için daha proje hazırlık aşamasındayken "sürdürülebilirlik" nosyonu ile planlanmış olmalarının önem arz ettiğini vurgulayan Keskin, bankaların yerel mevzuata göre çevresel etki değerlendirmesinden (ÇED) muaf olan projeler için dahi çevresel etki değerlemesini talep ettiğini ifade etti.
İhale sonrasında bankaların önüne gelen ÇED'den muaf olan projede ÇED çalışması yaptırmanın çoğu kez süreci uzattığı ve aynı zamanda belirsizliklere yol açtığının altını çizen Keskin, bu konuda birlik olarak önerilerini şöyle sıraladı:
"Gerek uluslararası finansman imkanlarına erişimin artırılması, gerekse bankaların paydaşlarına olan çevresel ve sosyal sorumluluğun yerine getirilmesi amacıyla ÇED'den muaf olsun olmasın tüm projeler ÇED yönetmeliği kapsamında değerlendirmeye alınmalıdır. ÇED'i tamamlanmamış ise ihale sonrasında bu çalışmalar tamamlanıp finasmanın sağlanabilmesi için yatırıma ek süre verilmelidir. Mevcut durumda ÇED'den muaf tutulan, ancak çevresel etkileri yüksek olduğu bilinen ve toplumun tepkisi ile karşılaşılabilecek projeler için kapsamlı bir eylem planı oluşturulmalıdır. Örneğin 3. Köprü projesinde; Karayolları Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yüklenici firma ve banka işbirliği ile ağaçlandırma ve rehabilitasyon projesi planlanmalı, biyolojik çeşitlilik yönetim planı oluşturulmalı, gerekli tahsisler zamanında yapılmalıdır. ÇED taahhütleri detaylı bir 'Çevresel ve Sosyal Yönetim Planı' ile izlenmelidir. Büyük ölçekli kamu yatırımı projelerinde, yatırım gerekçeleri, iş planları, ÇED gerekli konularda kamuoyu bilgilendirilmeli ve sürecin izlenmesine imkan verilmelidir. Devam eden ve bitmiş projelerin ÇED raporu ve ekleri, veri tabanı, kamuoyunun bilgisine açık tutulmalıdır."
Sınırlı Kaynaklar ile Sınırsız Talep Arasında Bir Denge Kurulması Gerek
TBB Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu Başkanı Hülya Kurt ise sınırlı kaynaklar ile sınırsız talep arasında bir denge kurulması gerektiğini söyledi. İklim değişikliğinin etkilerini iş hayatında bertaraf edebilmek için kurumların kendilerini sürdürülebilirlik konusunda aksiyon almak zorunda hissettiğini belirten Kurt, iş dünyasındaki tüm birimlerin iş yapış biçimlerini değiştirmek zorunda olduğunu dile getirdi.
Yapılan bir araştırmaya göre üst yöneticilerin (CEO) sürdürülebilirlikten sadece çevrenin algılandığı bilgisini veren Kurt, sürdürülebilirliğin sadece çevre olmadığını, bunun yanında sağlık, güvenlik, sorumluluk gibi birçok parametrenin bileşkesi olduğunu ifade etti.