Piyasaları normale döndüren ne?
2000 yılında yayımlanan "Greenspan Etkisi" adlı kitapta Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) başında kalmasını veya gitmesini daha az önemli kılan temel bir gerçeğe işaret edilerek şöyle denilmişti
"Bu gerçek 21 yüzyılın başında Fed'e kim başkanlık ederse etsin, bu kurumun büyük ölçüde Greenspan'in Fed'i olmaya devam edeceği olgusudur. Greenspan'in ilk halefi ve belki de ondan sonraki bir ya da ikincisi Geenspan'in oluşturduğu sınırlar içinde çalışacak."
Ben Bernanke 2006 başında Fed Başkanlığı'na gelirken zora girildiğinde piyasaların imdadına yetişip yetişmeyeceği önemli bir belirsizlik kaynağıydı. Akademik bir çevreden gelmesi ve klasik merkez bankacılığı yapacağı beklentisi, "Greenspan put" diye bilinen yani faizi gerektiği düzeye kadar düşüren ve likidite veren uygulamalardan uzak olacağını düşündürüyordu.
- Greenspan put çalıştı- Mortgage krizi piyasaların eline Bernanke'yi deneme fırsatı verdi. İstediği sonucu da aldı. Önce likidite veren arkasından iskonto faizini düşüren ve piyasada likiditesi olmayan tahvilleri bile teminata kabul ederek borç veren Fed, son olarak para politikası faizini de düşürdü. Piyasalar "Greenspan put"un çalıştığını gördü. Efsanevi başkan görevden gitmişti ama yerine gelen onun gölgesinden ilerliyordu, "Batan batsın" diyememişti.
- Fatura dolara kesildi- Sadece ABD Merkez Bankası değil, enflasyonla mücadelede şahin tutumlarıyla tanınan Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası da aynı yoldan gitmişti. Hem likidite vermişler hem de faiz artırımlarından vazgeçtikleri gibi, bu yöndeki söylemlerini de bırakmışlardı.
Bir de sorun Amerika'ya hapsedildi, fatura bu nedenle asıl ABD'ye, onun para birimi olarak dolara kesildi. Dolar bu nedenle hızla değer kaybediyor. Daha düşük olmakla birlikte mortgage piyasasından kağıt alan Avrupa bankaları ve şirketlerine de bir fatura kesildi. Böylece sorun bir dünya krizine dönüşmedi, sorunların da üstü örtüldü. Şimdi imdada yetişen Fed'in faiz düşürmesinin devamı bekleniyor.
- Asıl görev piyasa istikrarı mı?- Son dalgalanma da ortaya çıkardı ki, artık küreselleşme çağında finansal sektörün istikrarı, krize girmemesi, her şeyden önemlidir. Hatta fiyat istikrarı ve büyümenin devamı için de, mali sektörün istikarı esastır. Son dalgalanmada merkez bankalarının asıl görevi sanki hem büyümeyi vuracağından hem de enflasyonist etkilere yol açacağından dolayı bir mali krize yol açmamak, finansal sektörü istikrara kavuşturmak şeklinde ortaya çıktı. Merkez bankalarının yeni politikaları bu şekilde netleşmiş durumda. Batan, başkalarını da batıracaksa ve finansal sektörü istikrarsızlığa sokacaksa merkez bankaları imdada yetişiyor.
- Risk iştahı yükselişte- Ancak finansal istikrarı sağladıktan sonra merkez bankaları bu kez dönüp enflasyona bakacaklar, bu konudaki riskleri gündemlerine alacaklar ve ona göre hareket edecekler. Şimdiki politikalarının odağında küresel finansal piyasaları ayağa kaldırmak var.
Fed'in faizlerini indireceğine olan güvenle küresel finansal sektör oluşan zararları fazla önemsememeye başladı. Çünkü "Ne kadar risk alırsan al, neye mal olursa olsun Fed gelip kurtaracak, merkez bankası bizi yaşatacak" anlayışı yerleşti. Bunun ortaya çıkması piyasalarda yeniden riske iştahını artırdı. Her taraf ve her şey yeniden güllük gülistanlık oldu. Dünya borsaları dalgalanma öncesindeki rekor düzeylerine geri döndü.
- Türkiye'de durum- Yurt içinde de döviz kuru 2001 krizi sonrasının en düşük, faizler 2006 dalgalanmasından bu yana en düşük, eurobond fiyatları en yüksek ve hisse senedi fiyatları da tarihinin en yüksek düzeyine çıktı.
Özellikle eylül enflasyonunun iyi çıkması ve Merkez Bankası açıklamalarının ardından faiz düşüşünün büyük boyutlu olabileceği ihtimali, dışardaki iyileşmeyle birleşince banka hisselerine yoğun alım getirdi ve dolar bazlı endeks 4.79 cent düzeyi ile tüm zamanların en üst düzeyine vardı.
Eğer dışarıda risk almada sistem cıvıtmazsa ortaya çıkan eğilimlerin devamı gelebilir. Özellikle de piyasalar "Greenspan put"u garanti altına almışken ve yılsonu bilanço kapama dönemine şunun şurasında haftalar kalmışken yakalanan rüzgarı kimse kaçırmak istemez. Haydi hayırlısı.
- Sonuç- "Bir sonraki gün, bir önceki günün öğrencisidir." Publilius Syrus
Kaynak: Sabah