Mortgage sistemi
Bazı yazarlar, bir 'mortgage sistemi' tutturmuş gidiyorlar.
Bu deyimle, uzun vadeli, düşük faizli, düşük aylık taksitlerle geri ödenecek, bir taşınmazla güvenceye bağlanmış borçlanma biçimi anlatılmaya çalışılmakta ve bankacılık sistemimize yeni bir borçlanma biçiminin getirilmekte olduğu izlenimi verilmektedir. Halkımızın mesken (oturulacak ev) konusundaki büyük isteğinden yararlanılarak, bu tür borçlanmanın, dar gelirliyi mesken sahibi yapabilecek bir 'sihirli değnek', bir yeni yol gibi gösterilmesi, halkımıza büyük umutlar vermekte ve bu tür mesken kredileri hızla artmaktadır. Oysa bu kredi türü, çok eskidir. Şimdi yeni olan, siyasal ve ekonomik istikrarın yarattığı düşük enflsyon ortamında, uzun vadeli mesken kredilerinin, ticaret bankalarımız tarafından verilebilir ve ücret geliriyle geri ödenebilir hale gelmesidir. Yabancı ülkelerde bu tür kredilerin yaygın olmasının nedeni, düşük enflasyon hızları ve uzun vadeli kredi faizlerinin, düşük gelirlilerin kaldırabilecekleri kadar düşürülebilmiş olmasıdır. Ülkemizde, 1950'lerde kurulmuş ve yakın geçmişte kapanmış bulunan T. Emlak Bankası, oldukça düşük enflasyon hızları ve devlet desteği nedeniyle ipotekli mesken kredileri vermiştir. Şimdi de Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve bazı belediyeler de bu tür krediler vermektedirler. Son yılda ticaret bankalarımız da bu tür krediler vermeye başlamışlardır. İpotekli kredinin meskenle ilgili türü için, 'sistem' deyimi kullanılmak isteniyorsa, Hakkı Devrim bey büyüğümüz, 'ev edindirme'yi öneriyor, onu kullanmalıyız.
Bir muhasebe terimleri kılavuzu, İngilizcedeki 'mortgage' deyimini şöyle tanımlıyor: 'Borç alanın, alacaklıya, alacağını, vadesinde geri alamadığı takdirde, kendisine ait arsa, bina, makineler, cihazlar ve benzeri taşınmazların birinin ya da birkaçının paraya çevrilmesiyle öncelikle tahsil etme hakkı veren bir güvence sözleşmesi.' Fransızcadan aktarılmış olan 'ipotek' (hypotheque) ile belirtilmek istenen işlem, bir 'sistem' değil, bir hukuki güvence işlemidir.
Son üç yılda geldiğimiz siyasal ve ekonomik istikrar ortamı içinde, ipotekli mesken kredileri, halkımızın isteklerini karşılar biçimde iyileştirilmeli ve kolayca uygulanabilir hale getirilmelidir, getirilmektedir. Bunu yapabilmenin en önemli önkoşulu, siyasal ve ekonomik istikrar ortamının sürmesi ve yıllık enflsyon hızının sıfıra yaklaşması yollarının bulunmasıdır. Şimdi, bankalarımız tarafından ipotekli mesken kredilerine uygulanan yıllık faiz haddi yüzde 20'nin üzerindedir. Bankaların kaynak maliyetleri, bugünkü koşullar altında daha düşük faiz hadleri uygulamayı olanaksz kılmaktadır. Finansal kaynak maliyetlerinin, ücretlilerin ödeyebileceği, 'kira bedeli gibi ödenebileceği' düzeye indirilebilmesi için, şimdi YTL borçlanmaları için ödemekte olduğumuz yıllık yüzde 10'a yakın 'risk primi'nin (reel faizin), yüzde 2-3 düzeyine indirilmesi, bunun için de yıllık enflasyon hızının, yüzde 3'ün altına indirilmesi ve hatta böyle bir ekonomik düzenin uzun vadede sürdürülebilirliğinin güvence altına alınması gerekir. Yıllardır bunu yapamadığımıza göre, böyle bir ekonomik yapıya ulaşılması ve uzun sürede korunması kolay değildir. Dünya ülkeleri arasında, böyle bir düzeni sürdürülebilen birçok ülke olması ve son üç yılda bu konuyla ilgili olarak geldiğimiz nokta, gelecek yılda böyle bir düzene kavuşmamız için umut vermektedir.
Alınabilecek ikinci bir önlem, ticaret bankalarımızın hızla büyümekte olan ipotekli mesken kredileri karşılığında, krediyi kullananlardan aldıkları borç senetlerini, paraya çevirebilecek bir 'Toptancı İpotekli Senet İskonto Bankası'nın kurulmasıdır. Ekonomiye kısa süreli finansman sağlayan ticaret bankalarımız, bu işlevlerini sürdürebilmek için, uzun süreli varlıklarını, ihtiyaç duyduklarında paraya çevirebilmek ve onları yeniden kredilendirmede kullanmak zorundadırlar. Yakın geçmişte kapatılan Emlak Bankamız şimdi olsa idi, onu bu işlevle görevlendirmek olanağı vardı. Şimdi, böyle bir finansal kurumun kuruluş modeli için, 'devlet destekli ve özel şirket statülü bir kalkınma bankası' modeli kullanılabilir. Türkiye Sınai Kalkınma Bankamızın kuruluş modeli, bu türün dünyadaki en başarılı örneklerinden biridir.
Kaynak: Radikal