İmar yolsuzluklarını önlemenin en iyi yolu
Son günlerde kamuoyunun dikkati bireysel imar yolsuzluklarına yöneldi. Dikkatlerden kaçan ve daha büyük yolsuzluklar toplu imar düzenlemelerinde yapılabiliyor.
Belediye meclislerince yapılan imar planlarına göre 100 200 dönümlük geniş alanlarda İmar Kanunu'nun 18'inci maddesine göre, şuyulandırma (İmar düzenlemesi) işlemleri yapılıyor. Bu işler belediyeler ve valiliklerce yapılıyor. Düzenleme sonucunda imarsız kadastro parselleri iptal edilerek imar parselleri olarak tapuya tescil ediliyor. Imar düzenleme alanı içerisinde kalan bütün parsellerden yüzölçümlerine göre en fazla yüzde 40 ’a kadar yol, park, okul vesaire için düzenleme ortaklık payı (DOP) alınıyor, kalan alanın, kadastro parselinin bulunduğu yerden veya yakın imar adasından verilmesi gerekiyor.
Çoğunluğu belediyelerce ve rıza dışı yapılan imar düzenlemesinin, kanun gereğince yüzölçümü esasına göre yapılması zorunlu. Bu uygulamada bir kısım tapu malikleri imar yoğunluğu daha yüksek ve daha kıymetli ana bulvarlara veriliyor; bir kısım maliklere ise az yoğunluklu arka parsellerde ve kıymetsiz yerler veriliyor. Çukur içindeki yer tepeye; tepedeki yer çukura veriliyor. Bu uygulamalarda haksız ve büyük kazanç sağlayan malikler genelde yönetimlere yakın, partili, nüfuzlu veya rantçılar; haksızlığa uğrayanlar ise cebindeki tapusuna güvenen garibanlar ve rant işlerinden anlamayanlar oluyor. İmar düzenlemeleri re’sen yapılıyor, ilan tahtasında duyuruluyor. Birçok hak sahibinin değişikliklerden haberi olmuyor. Farkına vardıklarında, aradan birkaç yıl geçmiş oluyor ve düzeltme yapılma imkanı kalmayabiliyor. İdare mahkemelerinde açılan davalar zaman alıyor, bazen de imar planı veya uygulama iptal ediliyor, şehir planlarının kilitlenmesine, gelişme alanlarının tıkanmasına neden oluyor. Devlete güvenerek imarlı tapu satın alanlar imar iptalinde mağdur duruma düşüyor.
Kanuna göre uygulamalar kamu yararına olması gerekirken bir kısım kişi ve grupların rant elde etmesine yarıyor. Bu durum devlete ve uygulayıcılara güveni zayıflatıyor. Çözüm, 'eşdeđer' esasına göre imar düzenlemesi yapılması. Bu yöntemde, düzenleme yapılacak tüm parseller eski ve yeni durumuna göre değerleri tespit edilmeli, bu değerlere göre eş oranla hak verilmeli. Değer tespitleri uluslararası değerleme standartlarına uygun, objektif, bağımsız ve tarafsız kurumlarca yapılmalı. Tüm işlemler yerel ve ulusal basında yayımlanmalı.
Yolsuzluklardan, haksız kazançtan, sebepsiz zenginleşmeden, kayırmacılıktan kurtulmanın yolu adaletli yasal düzenleme ve şeffaflıktan geçer.
Ali Çetin Önder
Lisanslı Değerleme Şirketleri Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Kaynak: Milliyet