Faizler Düştü Enflasyon da Düşecek mi?
Ekonomist Mahfi Eğilmez faiz ve enflasyon ilişkisine değinerek faiz oranlarının düşmesinin enflasyonu nasıl etkileyeceğini kaleme aldı.
Merkez Bankası’nın faiz indirimi bankaların konut kredisi faiz oranlarında büyük bir fark yaratmadı. Faiz oranlarındaki indirimler sürse de yavaş ve kademeli şekilde devam ediyor. Konut kredisi kullanmak isteyen vatandaş Ağustos ayı enflasyon endeksli konut kredisinden umutlu. Enflasyon faiz indiriminden nasıl etkilenecek?
Talep Enflasyonundan Maliyet Enflasyonuna Gidiş ve Faiz Artışı
Talep artar
Arz karşılık verecek kadar hızlı artmazsa Fiyatlar yükselmeye başlar
Bu yükseliş devam ederse enflasyona dönüşür
Bankalar mevcut faizle mevduatı tutamaz olurlar
Faizler, enflasyona paralel olarak artmaya başlar
Faizler artınca finansman maliyetleri yükselmeye yönelir
Maliyet artışları fiyatlara yansır
Fiyatlar yükselir
Enflasyon hızlanır
Faizler tekrar artmaya başlar
Özet: Talep artışıyla başlayan gelişmede enflasyon (talep enflasyonu) ilk neden ve faiz artışı sonuçtur. Bu zincir devam ettiğinde faizlerdeki artış finansman maliyetlerini artırmaya başlayınca bu kez faiz neden, maliyet enflasyonu sonuç olmaya başlar.
Geçici Çözüm: Zincirleme neden – sonuç ilişkilerinde çözüm ilk nedeni bulup onu çözmekten geçer. Burada ilk neden artan talebe arzın yanıt verememesidir. O halde çözüm iki yoldan birisiyle olur: İlk çözüm yolu; arzı (üretimi) artırmak veya ithalatla talebi karşılamaktır. Bu, zaman veya döviz yetersizliği yüzünden mümkün olmayabilir. İkinci çözüm yolu; Faizi artırmak ve bu yolla talebi kısmaktır. Bunun da büyümeyi düşüreceği dikkate alınmalıdır.
Kur Artışından Maliyet Enflasyonuna Geçiş ve Faiz Artışı
Ülke riskleri artar
Kur yükselir (yerel para değer kaybeder)
İthal girdiler pahalı hale gelir İthal girdiye dayalı üretim maliyetleri yükselmeye başlar
Üretici maliyet artışlarını fiyatlara yansıtır
Bu yükseliş devam ederse fiyat artışları enflasyona dönüşür
Kur artışını ve enflasyonu frenlemek için faizler artırılır
Faizler artınca finansman maliyetleri yükselmeye yönelir
Firmalar tekrar fiyatları artırırlar
Enflasyon hızlanır
Faizler tekrar artmaya başlar
Özet: Ülke riskinde artışla başlayan gelişmede kur artışı ilk neden, maliyet enflasyonu artışı zincirleme neden ve faiz artışı sonuçtur. Bu zincir devam ettiğinde faizlerdeki artış finansman maliyetlerini artırmaya başlayınca bu kez kur atışıyla birlikte faiz artışı da neden olmaya ve maliyet enflasyonu sonuç olmaya başlar. Bir başka ifadeyle nedenler ve sonuçlar zincirleme görünümle birbirinin yerini almaya yönelir.
Geçici Çözüm: Neden – sonuç ilişkilerinde çözüm ilk nedeni bulup onu çözmekten geçer. Burada ilk neden artan riskler nedeniyle kurdaki yükseliştir. O halde çözüm iki yoldan birisiyle olur: İlk çözüm yolu; riskleri azaltmaya çalışmaktır. Bu, eğer risk artışı içeriden kaynaklanıyorsa mümkündür ama eğer dışarıdan kaynaklanıyorsa her zaman mümkün olmayabilir. İkinci çözüm yolu; Faizi artırmak ve bu yolla döviz girişini artırarak kuru dengelemeye çalışmaktır. Bu da sonuçta sıcak parayı çekecek bir adım olacağı için sürdürülebilir bir yaklaşım değildir.
Enflasyon Düşerken Faiz de Düşer
Enflasyon çeşitli nedenlerle düşebilir. Her şeyden önce enflasyona neden olan gelişmelerde tersine değişimler ortaya çıkarsa enflasyon düşebilir. Mesela talepte bir düşüş olursa, arzda ve ihracatta bir değişme olmadığı sürece enflasyonda düşüş başlar. Arzda bir artış olursa talepte bir değişiklik olmadığı durumda enflasyon düşüşe geçer. Ülke riskinde gerilemeler olur ve ülkenin parası diğer paralara karşı güçlenmeye başlarsa enflasyon düşmeye başlar. Bazı tür krizlerde enflasyon düşer, tam tersine deflasyon ortaya çıkabilir. Bunlara ek olarak enflasyonun düşmeşine etkili olabilecek baz etkileri de olabilir.
Baz etkisi; karşılaştırmaya konu olan iki dönemden ilkinde herhangi bir nedenle oran ya da sayılar üzerinde ortaya çıkan aşırı bir yükseliş veya düşüşün karşılaştırılan dönemlerin sonuçları üzerinde yarattığı etkidir.
Bir örnekle açıklayalım. Geçen yılın ilk aylarında kurlardaki artış sonucu Haziran ayında aylık enflasyonun %2,6 gibi çok yüksek bir ortanda geldiğini düşünelim. Bu aylık artış, endeksi 2,6 puan artırmış olur. Bu yılın Haziran ayında kurlar aynı sıçramayı göstermediği, başkaca da bir olumsuz etki olmadığı için aylık enflasyonun %0,3 geldiğini varsayalım. Bu durumda geçen yılın Haziran ayına ait %2,6’lık enflasyon oranı endeksten çıkacak yeni gelen %0,3’lük oran endekse girecek ve 12 aylık enflasyon 2,3 puan düşmüş olacaktır.
İşte bütün bu nedenlerle enflasyonda ortaya çıkacak düşüş faizlerde de düşüşe yol açar. Bankalar enflasyonun çok üzerinde faiz vermek istemez. İnsanlar da eğer enflasyonun düştüğünü görürse reel faizin (enflasyondan arındırılmış faiz) pozitif olması kaydıyla daha düşük faizlere razı olabilirler.
Sonuç
Gerek talep enflasyonu gerekse kur artışı kaynaklı maliyet enflasyonunda eğer nedene bağlı bir çözüm bulunamıyorsa sonuçtan giderek yani faizi artırarak zaman kazanılır, böylece geçici çözüm sağlanır. Bu kazanılan zaman içinde enflasyona neden olan sorunların çözümü için sistemi düzeltecek yapısal değişikler yapılmaya başlanmalıdır. Eğer bu önlemler alınmazsa sorun kısa vadede çözülmüş olmakla kalır.
Baz etkisiyle düşen enflasyona öteki düşüşlerden daha titiz yaklaşmak gerekir. Çünkü baz etkisiyle düşen enflasyon bir süre sonra bu kez ters baz etkisiyle yükselebilir.
Bu akıl yürütmenin tek zayıf noktası kısa vade meselesidir. İktisatçıların kısa vade anlayışıyla siyasetçilerin kısa vade yaklaşımı birbirini tutmaz. İktisatçılara kısa vade gibi görünen süreler siyasetçilere uzun vade gibi görünür. O nedenle, imkânsız olduğu defalarca söylense ve kanıtlansa bile, faizi düşürerek enflasyonu düşürmek siyasetçiye çok çekici gelir.