Ertürk: BDDK’nın aldığı tüm kararlar tartışmalı
Adabank ve Alpha Bank satışlarını onaylamayan BDDK’ya ilişkin TMSF Başkanı Ertürk öfkeli konuştu
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, Adabank’ın Kuveytli TII Grubu’na satışına onay vermeyen BDDK’yı topa tuttu. BDDK’nın yasaya dayalı objektif kriterlerinin yanı sıra bilinmeyen bazı subjektif kriterleri olduğunu belirten Ertürk, Alpha Bank vetosuyla ilgili ise, “BDDK’nın artık neredeyse aldığı tüm kararlar tartışmalı hale gelmiştir” dedi.
BDDK’nın artık ne yapmak istediğine bir karar vermesi gerektiğini söyleyen Başkan Ertürk, “Bir sektör böyle yönetilmez. Hele bankacılık sektörü... Bankacılık hesap kitap işidir. BDDK’nın artık neredeyse aldığı tüm kararlar tartışmalı hale gelmiştir. Bir kurum, kararlarıyla bu kadar tartışmalı hale gelirse, o kurumun bunu iyi düşünmesi gerekir. Ben olsam, kararlarım hakkındaki bu kadar tartışmayı iyi inceler, ders çıkarırdım” diye konuştu.
Ertürk’ün son gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
ADABANK’TA FİYAT DÜŞÜKTÜ DİYEN GERİ ZEKALIDIR:
Adabank, BDDK için sadece bir sektör otoritesi olarak ilişkili olduğu bir banka değil. Adabank, halen BDDK’nın atadığı kişilerle yönetilen bir banka. Yani BDDK’nın Adabank’taki sorumluluğu, bizdeki sorumluluğundan fazladır. Satış sürecinin tamamı kamuoyunun gözü önünde gerçekleşti. İlk ihalede hiçbir yatırımcı gelmedi. Bu bir Uzan bankası. Uzan riski var. Bilanço içi ve dışı riskleri, bilançodaki pasiflerinde olumsuzlukları olan bir banka. İkinci ihalede bu Kuveytli grup teklif verdi, aldı. Şimdi ’bazı BDDK yetkilileri’ ya da ’üst düzey bir BDDK yetkilisi’ gibi gizemli sıfatlarla satışın düşük fiyatla yapıldığına dair fikir beyan ediyorlar. Ben açık söyleyeyim, bu fikri beyan edenler geri zekalıdır. Bir geri zekalı, bunu söyleyebilir.
BDDK NE YAPMAK İSTEDİĞİNE ARTIK KARAR VERSİN:
Biz Adabank’la ilgili BDDK kararını 13 ay bekledik. BDDK, kendi yönetimindeki bu bankanın satışını madem olumlu bulmuyordu, bunu daha önce yapsaydı. BDDK, bize 13 ay kaybettirdi. Biz bu süre içinde bankanın nasıl bir noktaya geldiğini bilmiyoruz. Adabank’ın gidişatı en az bizim kadar BDDK’yı da ilgilendirmeli. BDDK bizim Adabank’ı satışımızla ilgili bir gerekçe yazmış. Biz tabii bu gerekçeye inanmak zorundayız. Ama BDDK’nın yasaya dayalı objektif kriterlerin yanında bilmediğimiz subjektif kriterleri var. Açıkça söylüyorum, BDDK’nın ne yapmak istediğine artık bir an önce karar vermesi gerek.
NEREDEYSE ALDIKLARI TÜM KARARLAR TARTIŞMALI:
Alpha kararına gelince, biz BDDK’nın açıkladığının ötesini bilmiyoruz. Bir de yine o bir türlü kim olduğunu bilemediğimiz (gülüyor). “Bir üst düzey BDDK yetkilisi” nin çıkıp söyledikleri var. Bakın, BDDK’nın bu tür her kararı tartışmalı hale gelmişse, neredeyse tüm kararları kamuoyunda bu kadar tartışmalı hale gelirse, o kurumun bunu iyi düşünmesi gerekir. Ben olsam, kararlarım hakkındaki bu kadar tartışmayı iyi inceler, ders çıkarırdım.
BİLSİN Kİ O YETKİLİ BUNUN ALTINDA KALIR, EZİLİR:
Son dönemde BDDK kararlarıyla ilgili kamuoyuna bilgi akışında, “bir üst düzey BDDK yetkilisi” diye biri çıktı ortaya. Bu çok tehlikeli. Eskiden siyasette olan ’bir üst düzey yetkili’ jargonu vardı. Bunu birisi bankacılığa taşıdı. Ama o gizemli “bir üst düzey BDDK yetkilisi” bilmelidir ki bunu bankacılığa taşıyan kişi bu sorumluluğun altında kalır, ezilir.
Yabancı, karardan değil BDDK’nın yaydığı laflardan zarar görüyor
Ahmet Ertürk BDDK’nın kararlarının yabancı yatırımcılar tarafından nasıl algılandığını şöyle yorumluyor: “Türkiye’deki bir bankaya talip olan yabancı, satışın onaylanmasını bekler ama olmayadabilir. Ama burada mesele farklı. Adabank’ın onaylanmadığı açıklandığında, yine o ”bir üst düzey BDDK yetkilisi“ ve bir de ”bazı BDDK üst düzey uzmanları“ ortaya çıktı, Kuveytli bankanın mali yetersizliği, bilançosu gibi şeylerle ilgili bir şeyler söyledi. Bu şirket borsada işlem görüyor. Ben biliyorum ki bu şirket onay alamamaktan çok, bu yaydırılan laflardan zarar gördü. BDDK’dan gelen açıklamalardan zarar gördü.”
İmtiyazı kaldırmamış olsaydık kaynak transfer etmiş olacaktık
Ahmet Ertürk, Adabank’ın satışında prim imtiyazının kaldırılmaması halinde bankanın daha yüksek fiyata satılacağını söyleyenlere “teessüf ediyor.” Ertürk şöyle konuştu:
“O ”bazı BDDK yetkilileri“ çıkıp, ’Adabank’ın satışında prim imtiyazını kaldırmasaydı, banka daha yüksek fiyata satılırdı’ diyor. Evet o zaman bir büyük banka Adabank’ı istiyordu. Ama biz bunu kaldırmasaydık, Adabank’ı alacak olan o bankaya kamu kaynaklarını transfer etmiş olacaktık. Bu halkı kandırmak demek. Yani ’Bak 5 liraya sattım, aman ne iyi’ diyeceksin. Ama kimse bilmiyor ki, ardından prim imtiyazı nedeniyle alıcıya, sattığının bile üzerinde 7 lira kamu kaynağı aktarmış olacaksın. O banka istiyordu ama o alışverişten büyük menfaat beklediği için istiyordu. Biz o menfaati kestik.
O yüzden bunu gayet iyi bilmesine rağmen, şimdi böyle şeyler söyleyenlere sadece şaşırarak bakıyorum ve teessüf ediyorum.”
Subjektif kriterleri var
“BDDK’nın onay verip vermeme kararlarında yasaya dayanan objektif kriterlerinin yanında, kimsenin bilmediği subjektif kriterleri de var” diyen Ahmet Ertürk şöyle devam etti: “Yasa otoriteye kararını verirken, elbette bir takdir yetkisi veriyor. Ama BDDK’nın bu subjektif alanı nasıl kullandığı tartışmalı.”
Haber: Gülümhan GÜLTEN
Kaynak: Gazetevatan