ABD’de yaşanan yeni bir mortgage krizi değil artçı dalga
Borsalarda yaşanan dalgalanma karakteristik olarak Ağustos'takinden farklı. Şimdi görülen şey, şirketlerin kötü performansına bağlı olarak hisse senedi değerlerinin borsada düşmesi. Oysa Ağustos'taki bir likidite kriziydi.
ABD borsalarında son dönemde yaşanan dalgalanmaların ardından çarşamba günü gerçekleşen hızlı düşüş, "Yeni bir mortgage krizi mi geliyor" kaygısına yol açtı. Dalgalanmanın dinamiklerine yakından bakıldığında bunun ağustosta yaşananlardan temel farklılıklar taşıdığı görülüyor. Şimdi yaşanan sarsıntılar, yeni bir büyük deprem değil, ağustostaki mortgage depreminin artçı sarsıntıları.
ABD borsalardaki düşüşte başı Citi Group gibi finans şirketleri çekiyor. Düşüşü tetikleyen etken de finans şirketlerinin 9 aylık dönemi ciddi zararlarla kapattıklarının açıklanması. Dev şirketlerin güçlü tepe yöneticilerini koltuğundan eden bu zararlar, ağustostaki mortgage depreminin yarattığı tahribatı gösteriyor. Yani aslında yaşanan ağustos depremindeki tahribatın sonuçlarının yavaş yavaş ortaya çıkıyor olması. Yeni olan şey ise bu tahribatın dökümünün bilançolara yansıması.
Karekterleri farklı
Bu kuşkusuz finans piyasaları için önemsiz bir şey değil. Zaten o yüzden finans hisseleri başta olmak üzere borsalar düşüyor. Ayrıca zararın gerçek boyutlarının ne olduğunun tam olarak hesaplanamaması ve nereye kadar gideceğinin kestirilemiyor olması da büyük bir tedirginlik kaynağı.
Ancak ağustos depreminin, finans kesimi dışında, ABD ekonomisinin genelinde beklentilerden çok daha büyük tahribatlar yarattığını gösteren işaretler ortaya çıkarsa, işte o zaman benzer bir sarsıntı beklenebilir. Şu ana kadar bu yönde böyle bir dalga yaratacak kadar veri ortaya çıkmış değil.
Bugün borsalarda yaşanan dalgalanma karekteristik olarak ağustosta yaşananlardan oldukça farklı. Şimdi görülen şey, şirketlerin kötü performansına bağlı olarak hisse senedi değerlerinin borsada düşmesi. Oysa ağustos ayında yaşanan bir likidite kriziydi ve finans kesiminin tüm damarlarını tıkamakla tehdit ediyordu.
FED yetersiz kalırsa
ABD Merkez Bankası'nın (FED) soruna el koymasının nedeni de buydu. “Yanlış yatırım yapanları kurtarmak FED’in görevi değildir” söylemini bir anda bırakıp, “Finans piyasalarındaki gelişmeler, bu piyasaların dışındakileri de olumsuz yönde etkileyecek geniş etkiler yaratacaksa, FED bu etkileri hesaba katmak zorundadır” diyerek aldığı etkin önlemlerle piyasalardaki sarsıntıyı yatıştırmıştı. FED'in faiz indirim politikasına devam edip etmeyeceği yönünde piyasalarda bir tereddüt var. Ancak, bugün gelinen noktada, henüz bir likidite krizinden söz edilmese de FED'in bundan sonraki faiz indirimlerinin ağustos ve sonrasında yaptığı etkiyi göstermeyeceği şüpheleri de doğmuş durumda.
FED, öncelikle 17 Ağustos’ta olağanüstü bir toplantı yaparak likidite sorunu yaşayan kuruluşlar için reeskont imkanlarını genişletti. FED hem reeskont oranlarını aşağı çekti, hem de bu işlemler için kabul edeceği menkul kıymetler arasına mortgage kağıtlarını dahil etti. Bu imkandan yararlanabilecek kuruluşların sınırını genişletti. FED eylül ayındaki olağan toplantısında da para piyasası faizlerini 0.5 puan indirerek krizi iyice yatıştırmayı başardı. FED bu kriz boyunca piyasaya gerekli likiditeyi vermekten de kaçınmadı.
Devlerin planı yarım kaldı
Citigroup, J.P. Morgan Chase ve Bank of America gibi üç finans devinin mortgage sektörünü de içine alan tıkanıklıkların bir ödeme krizine dönüşmeden çözümlenmesi için yeni bir plan oluşturma girişimi şimdilik kesintiye uğramış durumda. Bu girişim, mortgage piyasası ve diğer yatırım fonlarını etkileyecek bir ödeme krizine karşı bir çözüm mekanizması yaratmayı hedefliyordu. Böyle bir mekanizmanın kurulması, mortgage piyasasında ortaya çıkabilecek yeni ödeme ve fon krizlerine karşı iyi bir sübap rolü oynayabilecekti.
ABD mahkemelerinin, mortgage kuruluşlarının yaptıkları değerlemeleri şişirdikleri gerekçesiyle başlattıkları soruşturma da piyasada dikkatle izlenen yeni bir gelişme.
Kaynak: Referans Gazetesi